DERS

A -
A +
Onda hiç şüphe yok; kimse de aksine davranmasın; AK Parti ve Cumhur İttifakı, 31 Mart 2019 mahalli seçimlerini kazanmıştır. YSK kayıtlarındaki milyonlarca oy ve yüksek yüzdeli nisbetler, açık ara bir farkı göstermektedir.
Buna rağmen hava farklı estirilmektedir. Bunun sebebi, en büyük şehirlerdir. AK Parti yahut Cumhur İttifakı 30 büyük şehrin yarıdan fazlasını aldığı hâlde Ankara, Adana, Antalya’nın kaybı, İzmir’in bir türlü kazanılamaması, İstanbul’un belirsizliği o esen farklı havanın sebebidir.
CHP, önceki seçimlerde Ege sahilleriyle Trakya’yı kazanırdı. Bu seçimde Hatay’dan başlayarak Ege’den geçip Trakya sahillerine kadar silme kazanmıştır. Bu durumu bir gazetenin “CHP, sahillerden Anadolu’ya giriyor!” diye haber yapması, seçmene hakarettir. Anadolu işgal altındaymış da CHP, sahillerden ilerleyerek işgale son vermektedir, dendiği açık. Çok çirkin!
Asıl ses getiren İstanbul’dur. İstanbul’da Sn. Binali Yıldırım’ın rahat kazanacağı düşünülüyordu. Kim olduğu ve ne hizmetler yaptığı ortadaydı. Karşısındaysa isim ve eser olarak ilçesi dışında kimsenin bilmediği bir aday vardı. Hâl bu olmasına rağmen sandıklar açılınca fark, Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Yıldırım aleyhine erimeye başladı. Neticeye dair merakların zirve yaptığı bir sırada gece yarısına doğru ise Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Yıldırım, kameraların önüne geçerek seçimi kazandığını ilan etti. Binali Bey, “ne dediğini bilen bir insan”dır. “Bütün verileri girdik; seçimi, biz kazandık!” diyordu. Şahsına duyulan güvenle bu söz esas kabul edildi. Baskıya giren gazetelere İstanbul’u Binali Yıldırım’ın kazandığı, İstanbul’un tecrübeyi tercih ettiği yazıldı.
Ankara, Adana, Antalya, İzmir’in yanına İstanbul da eklenirse bunun sarsıntısı az olmaz. Önde CHP, arkada Millet İttifakı’nı teşkil eden açık-gizli parti olan ve olmayanlar bu durumu manivela olarak kullanıp iktidar ve Cumhur İttifakı’nı mümkün olan her yolla zorlayacaklardır. Cumhurbaşkanlığını tartışmaya açma telaşına bile düşebilirler.
Hâlbuki; AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakı, illerin de büyük şehirlerin de üçte ikisini kazanmıştır. Buna rağmen malum büyük şehirlerin kaybı, galibiyeti perdelemektedir. Hele İstanbul, sayım-döküm ve itiraza rağmen kaybedilirse bu netice, Sn. İmamoğlu’nun ılımlı üslubuna rağmen fanatik CHP’liler ve “şerikleri” tarafından az evvel verdiğimiz haberde görüldüğü gibi bir intikam vesilesine dönüşebilir.
Oysa akıl, mantık ve gelenek, sonuçların kabulünün seçmene saygı olduğunu göstermektedir. Anayasa, iktidar olmayı, genel seçimlerin yanı sıra mahallî seçimleri kazanmayı da şart koşmuyor. Dünyada da çok misalleri var. İktidar başka partideyken belediyeler farklı partilerde olabilmekte.
Bundan böyle yapılacak olan şudur:
AK Parti, seçmenin kısmi ceza vermesindeki sebepleri çok iyi okuması lazım. Seçim gecesi bile Binali Yıldırım’a yanlış malumat verildiği anlaşılıyor. Yoksa çıkıp seçimi kazandığını ilan etmezdi. İktidar, etraftaki çevre surlarını yıkmalı, fabrika ayarlarına dönmeli, her devrin adamlarından, menfaatçi, dalkavuk ve kibirlilerden kurtulmalıdır.
Muhalefet de şunu görmeli:
Siyasi iktidar, işbaşındadır. Üstelik yaşadığımız bu seçimin de galibidir. 3-5 en önde gelen şehir, suistimal edilirse bu defa ileriye dönük olarak muhalefet kaybeder. Muhalefet, yanlışa tevessül etmeyerek mahallî hizmetlerde iktidarla uyum içinde olursa bu üslup, demokratik olgunluk olur.
Millet, 31 Mart’ta siyasetçilere ev ödevi vermiştir. Bu derse herkesin iyi çalışması lazım. Neticede “mahkeme, kadıya mülk değil!”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.