ELLERİNDEN GELSE BİR KAŞIK SUDA BOĞACAKLAR!

A -
A +
“I. Dünya Harbi bitmedi; kaldığı yerden devam ediyor!” dediğimiz malumlarınızdır.
Şimdi o dediğimize “üstelik bu savaş, yine ağırlıklı olarak Osmanlı coğrafyasında yaşanıyor” cümlesini ekleyebiliriz.
Doğrudur; son olaylar, bir kere daha gösterdi ki Birinci Dünya Harbi bitmemiştir; devam eden o zalim paylaşım, bugün de Osmanlının ayak bastığı her yerde devam etmekte.
Son olaylar nedir?
Türkiye, mahallî seçimlere giderken önce Anzak ülkesi Yeni Zelanda’da Türkiye aleyhtarı bir manifesto eşliğinde Haçlı bir terörist, camide 51 Müslümanı katletti. 31 Mart seçimlerine 5 kaladan, seçimlerin sonrasına kadar Washington’ın önde gelen devlet kurumlarının gözdağı ve tehditler ihtiva eden sözlerine muhatap olduk. Bunlar, S-400’ler ve sandıkların yeniden sayılmaması gibi konulardı. En ağırı da şuydu:
-Kuzey Suriye’ye müdahale ederseniz sonucu yıkıcı olur!
Kuzey Suriye’den kastedilen PYD terör örgütüydü. Bunu, BM kararlarına rağmen Golan Tepelerini İsrail mülkü olarak tanıyan Trump Amerika’sı söylüyordu. Aynı idare daha evvel de sefaretini buraya naklederek Kudüs’ün statüsüyle oynamıştı.
Bizde seçimler yaklaşırken, devam ederken ve sonrasında çok dikkat çekici tuhaflıklar yaşandı. Bazılarını yukarıda yazdık. Ancak vak’alar onlardan ibaret değil. Onlardan ibaret olmadığı gibi en uzağımızda yaşananlar bile bizimle alakalı. Şunlar, çok kısa süre içinde eş zamanlı olarak geldi:
Washington, İsrail’in Golan Tepelerini ilhak etmesini meşru saydı, seçimlere dair içişlerimize karıştı ve tehditler savurdu, İran ordusunu terör listesine aldı, Libya’da iç savaş yeniden başladı, Suudi Arabistan ve BAE basınında Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’si aleyhine ithamlar çoğaldı ve nihayet Sudan karıştı. Seçimle gelmiş idare, askerî baskıyla çekilmeye zorlandı. Bunlarla eş zamanlı olarak İtalya, tam 104 sene sonra Ermeni mağduriyeti iddiasıyla Türkiye’ye birtakım hesaplar çıkartmaya kalkıştı. Benzer aleyhte atakları bir süre evvel de Macron Fransa’sı yapmıştı. Hâlbuki o Fransa, aylardır adına Sarı Yelekliler Hareketi denen bir eylemdeki insanlar tarafından dut ağacı gibi silkelenmekte. Kendi vatandaşına hakkını vermeyen Paris, dikkati başka tarafa çekmek için bunu yapıyor. İtalya’nın da buna benzer bir hesabı vardır.
Belki denecektir ki İtalya ve Fransa Osmanlı toprakları değildi. Değildi ama mücavir devletlerdi. Kaldı ki “Yedi Düvel” dediğimiz işgalci ve sömürgeci devletlerdendir. Hem İtalya ve hem de Fransa, I. Dünya Harbi’nde vatanımızı işgal etmişlerdi.
İran da Osmanlı toprağı değildi. Fakat o da, iyi-kötü münasebetlerimiz asırlar içre sürüp gelen komşumuzdur. Buna karşılık Sudan’ın da içinde yer aldığı Orta ve Kuzey Afrika ile geçen asrın başından beri “Orta Doğu” denen iklim, Osmanlı mülküdür.
İran ordusunun durduk yerde terör listesine alınması ve 30 yıldır işbaşında olan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in işten zorla el çektirilmesi, Kudüs ve Golan’la birlikte bize dönük yapılan Kuzey Suriye’ye müdahale ederseniz bu bir yıkım olur tehdidiyle sandıkları tekrar saymayın buyurganlığı bir araya gelince bütün bu olan bitenlerin bizden ayrı ve uzak düşünülemeyeceği görülmekte.
İlk dünya harbinde olduğu gibi 7 koldan geliyorlar. Saldırılar, bazen doğrudan bize bazen de Ankara ders alsın diye dolaylı şekilde gözdağı verilmeye kalkışılmakta.
Bu sebeplerle, seçimler enerjimizi aşındırmamalı. Hukuk, adaleti tesis etmeli, herkes de adalete razı olmalıdır. Zamanı heba etmemeliyiz. Düşmanın merhametiyle yaşanmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.