HAK, YERİNİ BULMALI!

A -
A +
YSK, gerekçeli kararının kitap hacminde olması, yazılma müddeti, iptal sebebini gerekçelendirme mantığı, izahların ikna ve tatmin tarafı, hey’etin yedek üye-asli üye tasnifi gibi en az bir düzine mesele, bundan böyle vatandaşı değil, hukukçu ve siyasetçileri alakadar edecektir.
Ekranlardaki tartışmalarda konuşmacıların dile getirdikleri rakamlı, teferruatlı sayım döküm malumatı başladığı anlarda çok seyircinin kanal değiştirdiğine eminiz.
Konu, İBB’dir ve tektir. İstanbul, şimdilerde bizlerin onda kendimizi bulduğumuz yıllardaki gibi 1 buçuk milyon nüfuslu ve sur içinden ibaret bir şehir değildir.
İstanbul, bugün, memleket çapındadır. Bütçesi devlet bütçesi gibidir. Çıkarttığı milletvekili sayısı, bütün vekil sayısının beşte biri kadardır. Tarih, kültür, sanat, turizm, medya, iktisat, ticaret merkezi ve fiilen eş başkent ve yazlık başkenttir. Osmanlı coğrafyası ve İslam âlemi içinse Payitahttır.
Şu saydıklarımızla saymadığımız daha birçok sebepten ötürü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı fevkalade önemlidir. Burayı kazanan aday için Cumhurbaşkanlığı yolu da açılmaya başlamıştır.
31 Mart’ta seçim yapıldı; sürpriz yaşandı. İlçeler çoğunluğunu Cumhur İttifakı kazanırken İBB’de sandıktan Millet İttifakı çıktı.. AK Parti, seçime şaibe karıştığı iddiasıyla “olağanüstü itiraz” hakkını kullanıp iptal talebiyle YSK’ya gitti. YSK, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı şekilde tayin edilmesi ve sayım-döküm cetvellerinden bazılarının boş, bazılarının da imzasız çıkması ve bunların da seçimin sonucunu değiştirecek mahiyette olması sebebiyle İBB seçimini iptal ederek yenilenmesine karar verdi. Verdiği bu kararı da gerekçelendirmiş oldu. Şimdi ikinci safhaya geçilmiş olmakta. Şimdiden öncekiler, az yukarıda da yazdığımız gibi uzmanları alakadar edecektir.
AK Parti’nin oy kaybetmesinin kırk sebebi sayılabilir. Ancak esas sebep mutfaktır. 29 Mart 1989 seçimlerinde ANAP, “CHP”nin limon reklamı yüzünden kaybetmişti. Reklam, vatandaşın iktidar tarafından limon gibi sıkıldığını gösteriyordu. 31 Mart seçiminin tayin edici unsuru ise soğan oldu. Soğanın 2-3 liralardan 8 lirayı bulması, vatandaşı doların 3 liralardan 6 liraya çıkmasından daha fazla rahatsız etti. Soğanın satın alınıp tarladan hasadının yapılmayarak çürümeye terk edildiği veya hasat edildikten sonra izbe yerlere döküldüğü haberleri yeni alınıyor.
Diğer dikkat çekici olan da HDP Eş Genel Başkanı’nın “Doğuda biz kazanacağız, batıda ise Millet İttifakı lehine aday göstermeyerek AK Partiye kaybettireceğiz!” demesiydi. Bu denilen kâfi miktarda kaale alınmadı. Muhafazakâr Kürt seçmen, AK Parti için güçlü bir destek iken o destek zayıflamıştır. Bu zayıflığın devamı istikbal için iyi değildir.
Tartışa-konuşa böylece 23 Haziran’ın eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Bir ay sonra yeniden sandığa gidilecek. Bu bir ayı iyi değerlendiren, hata, eksik ve kusurlarını iyi gören ve gereğini yapan seçimi kazanır. Mitinglerden çok vatandaşla sevgi dilini kurmak, onu rahatsız eden sebepleri yok etmek lazım.
23 Haziran’da 31 Mart’tan farklı olarak sloganlar, öne çok çıkacaktır. Muhalefetin “her şey güzel olacak!” sloganı artık onun adına tescillidir. Karşı slogan olarak “her şey daha güzel olacak!” demek taklit olacağından güzel değildir. Onun yerine AK Parti’nin yeni teklifi “hak yerini bulacak!” Sloganı çok daha tesirlidir.
AK Parti, MHP ile dayanışma içinde milletle sevgi dilini geliştirir, kapı kapı, ev ev nefessiz çalışır, Millet İttifakı’nın arkasında kimlerin olduğunu, anlatabilir, asıl mağdurun kim olduğunu seçmene kabul ettirir, küskünleri ikna ederse Cumhur İttifakı kazanır.
İki parti İstanbul’a karargâh kurmalarına rağmen durum farklı olursa hadise mahallî seçim, İBB seçimi olmayı aşar.
Hatırlatmak isteriz:
Genel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimi, 24 Haziran 2018’e çekilmeyip de kararlaştırılmış zamanı olan 4 Kasım 2019’da yapılsaydı şu günlerin havasının onu etkilememesi mümkün olmazdı. Bir istişare; Sn. Bahçeli’nin teklifini Sn. Erdoğan’la istişare etmeleri muhtemel ciddi bir kaybı önlemiş oldu.
İstişare eden pişman olmaz!
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.