AMBARGO MUKABELE GÖRÜR!

A -
A +
Onca tehditlerine rağmen Türkiye’nin Rusya’dan füze alışverişini gerçekleştirmesi, ABD tarafının canını sıkmış görünüyor. Bu can sıkıntısı, bütün çıplaklığıyla ortada. Öyle ya nasıl hazmetsinler? Bu cesareti gösteren, 60 yıldır istedikleri zaman darbe yaptırıp iktidar değiştirdikleri Türkiye değil mi? Evet; o Türkiye! Ama o Türkiye, bugün bir mektubunuzla kararından cayan, basit bir telsiz cihazına muhtaç bir ülke değil. Halkı da artık darbe teşebbüslerinde fırına-bakkala koşup evine kapanan insanlar değil. O günler, talihsiz vakitlerin alaca renkleriydi. Bugünse Türkiye, yeniden Büyük Türkiye olma sevdasındadır. Bunun başlangıç tarihi de 2023 olarak seçilmiştir. Karşısına çıkarılan türlü badireler de esasen bu yüzdendir. Derin Amerika’ya vücut veren bütün unsurlar anlamalı ki bu Türkiye’nin muazzam bir geçmişi vardır. Soy gereği asla çekilmek mukadderdir. Bizi gariban Kızılderililer ve zavallı Afganlar veya bîçare Iraklılarla karıştırıyorlarsa çok yanılıyorlar... Geçen gün Sn. Ali Ülker, Yıldız Holding sergi salonunda açılan bir hat sergisinde bize refakat ediyor, kurumsal iletişim müdürü Mehmet Uçar’la akademisyen öğretim üyesi hattata Ali Rıza Özcan da malumat veriyorlardı. Hatlardan biri tarih itibarıyla dikkatimizi çekti. Üstad Ahmed Karahisarî merhumun 16. asrın -muhtemelen- başlarında yazdığı bir hüsnühat idi. Ali Bey’e dedik ki “Bu hattın tıpkı basımı yapılıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilse; Sn. Cumhurbaşkanı da Sn. Trump’la bir görüşmesinde bilhassa tarihine atıfla onu kendisine hediye etse çok isabetli olur.” Dostlarının da hasımlarının da Türkiye’ye dair anlayamadıkları hakikat odur. Biz -elhamdülillah- emsalsiz bir din, muazzam bir tarih, soylu bir millet ve şerefli bir hayata sahibiz. Vatan muhabbetini imanımız besler. Bunları bilmeyen ve görmeyen, kendilerindeki iç çürüme ve kemal ve zeval keyfiyetini de okuyamayan süper ego şaşkını bir takım Amerikalılar, 1948’ler, 60’lar, 70’lere takılmış kalmışlar. Türk milleti, bugün süt tozuna, misyoner aklına vs muhtaç olmadığı gibi tehdit mektubu ve ambargolara aldırış edecek mecburiyetlerde de değildir. Onun için Amerikan kongresinin de derin Amerikalıların da zamanı ve şartları iyi okumaları gerekir. Başkan Trump, Japonya’ya gidip de Washington baskısından kurtulunca bu okumayı yapabildi. O’nun da dediği gibi devrin Amerika’sı, Türkiye’ye adaletsizlik ve haksızlık yapılmıştır. Obama Amerika’sı, Patroit füzelerini satmadığı için Ankara da bu ihtiyacını Rusya’dan temin etti. Hadise bu kadar basit. Ne var ki Türkiye ile ABD arasında, F-35, Patroit, S-400’den doğan bir sürtüşme yaşanıyor. Bu tatsızlığı çıkaran Ankara değil. Her gün değişen gelişmeler olmakta. En son vaziyette Trump, Patroit satılmasa bile F-35 uçaklarının ihracından yana olduğunu söyledi. Bazı müfrit Kongre mensuplarıyla derin Amerikalılar ise Türkiye’ye hem F-35 ve Patroit satılmamasını ve hem de Rusya’dan S-400 aldığı için ambargo tatbikiyle cezalandırılmasını istemekteler. Hâlbuki F-35 denen petrol istasyonlarında pazarlanan oyuncak uçak değil. Amerikan hazinesinin ciddi bir gelir kaynağı buradan. Başkan Trump bunun için ihtiyatlı. Öyle olsa da bir kısım Kongre mensupları arasında makas açılıyor. Kongre, bir başına müeyyide kararı alabilir mi? Mevcudun üçte ikisini bulursa alır. Ancak bu defa da Başkan kararı veto edebilir. O sorunun yeri gelmiştir: Kongre’nin dayanağı nedir? ABD, 2017 yılında CAATSA adlı “ABD’nin hasımlarıyla müeyyideler yoluyla mücadele etmesi” demek olan bir kanun çıkarttı. Kanunun 231. maddesi, Rusya’dan istihbarat ve savunma alışverişi yapan kişi, kuruluş ve devletleri hedef alıyor. Kongre’nin gerekçesi, mezkur kanun ve bu kanunun işte bu maddesidir. Böyle zorlama bir tez, Türkiye tarafından elbette reddedilecektir. Biz, hasım değil stratejik ortağız. Bir başka yerden füze satın almamızın da haklı ve gayet meşru sebebi vardır. Buna rağmen o derin Amerika, Başkan’ı çok yoracağa, Türkiye’yi de hayli meşgul edeceğe benzemekte. Üstelik sadece bize karşı müeyyide uygulama çabasında da değiller. Amerika’nın Kıbrıs Rumlarına 32 yıldır tatbik ettiği silah ambargosunu da kaldırma peşindeler. Kıbrıs Rumlarını silahlanmakta serbest bırak!  “Amerikan Kürtleri”ne yani “Amerikan PKK’sı”na silah yağdır. Türkiye’ye gelince parasını bile ödediği silahları teslim etme! Bunun akıl ve mantıkla izahı mümkün değil. Kimse unutmasın ki bize yapılacak büyük-küçük her müeyyide, İncirlik’ten diğer mutabakatlara kadar aynen karşılık görecektir. Hiçbir basiretli devlet, Türkiye’yi gözden çıkartarak mahalle devletçiği ve militan gruplarıyla iş birliği yapmaz. Washington’ın yürüdüğü yol, yol değil. Bu durumda TSK, F-16 parçaları yedekliyorsa çok doğru yapıyor demektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.