TÜRKİYE’NİN ANNELERİ!..

A -
A +
Geçen sene, bitmeye yaklaşırken bir avuç dertli anne, yürek yüreğe verip bir cesareti hayata geçirmişlerdi. HDP Diyarbakır il binası önünde toplanarak “evlâdlarımızı istiyoruz, evlâdlarımızı bize geri verin!!!..’’ diye ilk haykırdıkları gün, takvimler 3 Eylül 2019’u gösteriyordu.  
O annelerin bazıları Türkçe bilmiyordu. Bazısı, değme hatibe gıpta ettirecek denli iyi konuşmacıydı, dedikleriyle sarsıyor, silkeliyordu. Çocuklarının ya kaçırılarak veya kandırılarak dağa götürüldüklerini haber veriyor, adı geçen il başkanlığının bu işleri organize ettiğini ileri sürüyorlardı. HDP il mensupları, önceleri bir-iki sert çıkışla bu anaların gözlerini korkutacaklarını sandılar. Onlar, hiçbir şeyden korkmadılar. Zaten oraya gelirken ölüm dâhil her şeyi göze almışlardı. Evlâdlarını kaybetmiş olmakla kaybedecek bir şeyleri kalmamıştı.
Ortak bir seslenişle adları “Diyarbakır Anaları’’ oldu. Diyarbakır Anaları, sıcağa da soğuğa da aldırmadan analık nöbetlerine, evlâd nöbetlerine, hürriyet nöbetlerine, hak nöbetlerine, vatan nöbetlerine devam ettiler, ediyorlar. Onların bu îmânlı ve ısrarlı destânî mücadelesi, daha başka vatandaşlara da cesaret verdi, yeni katılımlar oldu ve oluyor. Yavaş yavaş ve istikrarla büyüdüler, çoğaldılar. Tahammülleri kavileştikçe karşılığını da almaya başladılar. Neredeyse her hafta bir genç, ana çağrısına, anasının gözyaşına, yürek çığlığına kulak vererek teröristlerin arasından kurtulup analarının kollarına koştular.
Hep birlikte şahidlik yaptığımız gibi bu şanlı eylem, çoğalarak ve dimdik devam etmekte. O kadar ki şimdi sadece anneler değil, babalar da oradalar. Yeğenler, amcalar için de orada nöbet tutanlar da var. Yalnızca Diyarbakırlı ana-baba, yeğenler değil, çevre  ve uzak vilayetlerden de gelip bu güçlü direnişe iştirak edilmekte. Vaziyet o ki zaman geçtikçe eylem daha genişleyecek ve daha kırılmaz hâle gelecek. Devlet ve vicdanlı yazarlar ve toplumun bilinen bazı isimleri bu eyleme ilk günden destek verdiler. Bazıları, taşlanmak, kınanmak pahasına oraya kadar giderek o analarla birlikte nöbet tuttular. Sözde aydın esasta ise bu ülkenin her değerinin yabancısı bazıları ise onları da onlara verilen desteği de kabullenemediler.
Görüşümüz o ki bu eylem, bu nöbet, kritik eşiktedir. Omuz verilip esaslı bir hamle yapıldığında şaha kalkacak görünüyor. Hem devletin, hem cemiyetin ve elbette kanaat önderlerinin yeni bir çıkış yapmaları gerekmekte. Böylece nöbette olanlar daha cesaretlenecek ve henüz cesaret gösteremeyenler daha bir hızla nöbete dâhil olacaklardır.
Hadise artık ‘’Diyarbakır Anneleri’’ söylemini de aşmıştır.
Dediğimiz gibi, Türkiye’nin farklı şehirlerinden iştirakler olmakta.
Şimdiden sonra artık onlara ‘’Diyarbakır Anneleri’’ değil, ‘’Türkiye’nin Anneleri’’ demeli. Bunu hak ettiler. İkincisi ve daha önemlisi, bu anneler için yeni ve ses getiren bir şeyler yapmalı. O bir şeylerin ne olduğuna evvela bu memleketin her annesi kafa yormalı ve elinde fotoğrafı, yüreğinde sancısı 5-10 yıldır evladından ayrı olan o annelerin yerine kendisini koyarak, çare ve teklifler üretmeli, 25 veya 50’şer kişilik kafileler hâlinde onları ziyarete giderek 24 saat birlikte nöbet tutmalıdır. Ayrıca ajans, TV ve gazeteler, bu haberi gündemden hiç düşürmemelidir.
10 Mayıs 2020 Pazar “Anneler Günü’’dür. Bu seneki Anneler Günü’nde bu kahraman analar “Yılın Annesi’’ ilân edilmeli, CB külliyesinde icra edilecek bir merasimle kendilerine ödüller verilmelidir. Bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve varlığı için bu yaman kadınların yaptıkları İstiklal Harbi’nin kahraman kadınlarının yaptıklarından az değildir. O “nene’’lerimize şükran cümlesinden madalyalar verildiği gibi kurşunlanmayı göze alarak o meydana çıkan bu bacılarımıza da icra edilecek söz konusu merasimde Cesaret Madalyası yahut Üstün Hizmet Madalyası veya Şeref Madalyası verilmelidir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.