ESRARENGİZ BİR ZİYARET!..

A -
A +
 
ABD’de 3 Kasım 2020’de Başkanlık seçimleri yapıldı. Mevcut Başkan Donald Trump, bütün arzusuna rağmen ikinci defa seçilemedi. Seneye ocak ayı başında yerini, seçimin galibi Joe Biden’a bırakacak. Hâlen Başkan olsa da aslında artık bir emanetçi. Herhâlde çok esaslı işlere ilişmeyip onları, halefi Biden’a bırakmaktadır. Kendisi de kabinesi de şimdi yavaşlamış bir mesai içindeler. Öyle olmalı ki mühim bir Bakanı esrarengiz bir seyahatte!
Amerika’ya dair dikkatler seçimlerde ve Trump’ın seçim neticelerini yargıya taşıyacağına dair çıkışlarında iken gündeme birden bir haber düştü. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye’ye geliyormuş. Hâlbuki iki devlet arasında böyle bir ziyaret programı yoktu. Türkiye, hariciyesi dâvet etmemişti. Ancak neticede mühim bir Bakanın ziyareti söz konusuydu. Bu sebeple bakışlar ona çevrilecekti. Nitekim mevzubahis Bakan’ın gelirken Fransa’ya uğraması ve burada Türkiye ile arası hiç hoş olmayan Devlet Başkanı Emmanuel Macron’la görüşmesi ve sarf ettiği sözler dikkat çekti. Eğer bir insanın gizli hesap ve planları yoksa bu ağır, rahatsız edici ve dostça olmayan lakırdılar edilmezdi. Vazifesi bitmekte olan bir Bakan, uğradığı bir memlekette, ziyaret edeceği üçüncü bir devlete dair şu lafları ediyordu:
-Türkiye, askerî bakımdan çok güçlenmiştir. Bu tehlikeli büyüme ile saldırgan tavırlar içindedir. ABD ve AB olarak buna karşı müşterek tavır almalıyız. Türk halkını, Başkan Erdoğan’dan kurtarmalıyız!..
Bizde o sırada ve hâlen gündem KKTC, Azerbaycan, İzmir depremi, Covid salgınındaki ürkütücü yükseliş, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sıra dışı bir üslupla istifası, Millet İttifakı’nın inkâr ettiği federasyon yapılanmasını derpiş eden anayasa tartışması gibi konularla tıka-basa dolu olduğundan ziyaret, olması gereken kadar görülemedi. Adı geçen Bakan, yolda iken bazı sızmalar oldu. Buna göre İstanbul’a gelecek ve Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüşecekti. Golan Tepeleriyle, Batı Şeria’yı ziyaret edeceği de söylenmişti.
Evet geldi, Patrik ile görüştü. Lakin hiçbir resmî teması olmadı. Şâyânı hayrettir ki bir de yalnızca Rüstempaşa Câmiî’ni gezdi:
 Adı geçen câmi, Kanunî Sultan Süleyman’ın damadı Sadrazam Rüstempaşa tarafından inşa ettirilmiştir. Rüstempaşa, Hıristiyan ve Hırvat iken ihtida ederek Müslüman olmuş bir aileye mensuptu. Birden fazla defa Sadrazam olmuştur. İsmi, Sadrazam Makbul İbrahim Paşa ile Şehzâde Mustafa’nın katline karışmıştır.
Mimar Sinan’ın eseri Rüstempaşa Câmiî, çinileriyle meşhurdur. Eserdeki çiniler, 40 ayrı çeşit lale motifine sahiptir. Bir tamir esnasında o çinilerden ikisi çalınarak New York’taki Metropolitan Müzesine götürülmüştür. Çinilerin iadesine dair bir dâvâ açmış olduğumuza dair malumata sahip değiliz. Şâyet, her devlet o müzedeki eşyanın iadesi için dâvâ açıp kazansa müzede sergilenecek eser pek kalmaz. Metropolitan müzesi, Türkiye, Orta Doğu, Mısır ve Kuzey Afrika’dan getirilmiş 3-5 metre yükseklikteki kapılar dâhil yabancı eşya ile doludur.
Pompeo, cami ziyaretinde iki çift laf etmiş. Biri "Çinilerin güzelliğini nefes kesici bulduğu"na dair sözüdür. Ki doğrudur. Diğer sözü de "Herkes ibadetini yapabilmelidir!" ki esasında bu da doğrudur. Ancak niyetinin mücerred bir doğruyu ifade olmayacağı açıktır. Ayasofya’ya ise gitmemiştir. Bu bir ihmal değil, kasıttır. Ayasofya’nın hürriyetine kavuşturulmasına dolaylı protestodur. Câmi aslî hâline çevrilince Pompeo, Türk adaletinin hükmüne ve siyâsî iradenin tasarrufuna tepki göstermişti. Rüstempaşa Câmiî’ne yaptığı ziyaret "tarihî ve turistik yerleri göme" cümlesinden değildir. Burada zımnen bir mesaj verilme ihtimali vardır. Bu camiîn yerinde eskiden mescid veya kilise olduğu kaydedilmektedir. "Herkes, ibadetini yapabilmelidir" cümlesi bundan dolayı söylenmiş olabilir.
Rüstempaşa Câmiî’nin yerinde hakikaten kilise mi vardı, o yıkılarak mı bu mâbed yapıldı? Sanmayız. Devlet teamülümüzde fetihten sonra gayrimüslim mâbedleri ya olduğu gibi bırakılmış veya ihtiyaç varsa cami yahut mescide tebdil edilmiştir. Olsa olsa eseri yıkık bir arsa üzerine Fetih’ten 111 sene sonra bu câmi inşa edilmiştir.
Pompeo, İstanbul’dan sonra Gürcistan’a gitti. Hem Patrikhane ve hem de Gürcistan ziyaretiyle Moskova’ya da göndermeler yapmış olmakta. 2024 Seçimlerinde Amerikan Başkan adaylığı hazırlığındaki Pompeo sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, Başkan Putin’e de karşıdır.
Diğer taraftan Ortodoks dünyasında iki merkez çekişme hâlindedir. Fener ve Moskova. ABD, birkaç sene evvel Ukrayna kilisesini Moskova’ya biat etmekten çıkarttırıp Fener’e tâbi olmasını sağladı. Gürcistan ise Soros fitnelerinin yaşanmış olduğu yerlerden biridir ve Rusya’ya karşıdır. Az yukarıda da yazdığımız gibi Türkiye’de de bu aralar Soros ilintili şahısların arkasında olduğu bir anayasa çalışmasına suçüstü hâli konuşulmaktadır.
Diğer taraftan mezkûr Bakan’ın Rüstempaşa Câmiî ziyareti huylandırıcıdır. ABD’nin Ankara Sefiri David Satterfield, 30 Temmuz 2020’de yani Ayasofya’nın rehinelikten kurtulmasının haftasında işi-gücü bırakıp İstanbul’a gelmiş ve Rüstempaşa Câmiî’ni ziyaret etmişti.
Bartholomeos, Türk vatandaşıdır. Türkiye’de bir makam sahibidir. Yabancı bir devletin bir Bakanı, Türkiye ve Cumhurbaşkanı hakkında kabulü mümkün olmayan birtakım laflardan sonra kendisine böyle esrarengiz bir ziyaret yapmıştır. Bu ziyarette nelerin konuşulduğunu ilgili birimlere nakletmek devlet geleneği icabıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.