DENİZ HAYDUTLUĞU

A -
A +
  23 Kasım 2020 günü Akdeniz’de Türk bayrağı taşıyan ticari bir gemimize karşı benzeri olmayan bir korsanlık suçu işlendi. Gemi, Türkiye’den Libya’ya boya gibi inşaat ve ihtiyaç malzemeleri götürüyordu. Seyahate dair kanuni bütün malumat, önceden seyir güzergâhında bulunan devletlere tebliğ edilmişti. Buna rağmen; Bu sivil deniz taşıt aracı, denizde ilerlerken o esnada bir askerî tatbikat yapmakta olan Yunan, Alman ve İtalyan askerî kuvvetleri tarafından durduruldu. Helikopterlerle gemimize indiler. Kaptanımızın kafasına silah dayandı. Personel rahatsız edildi. Saatler süren arama yapıldı. Tabii hiçbir suç unsuruna rastlanmadı. Zira arama yapılan bir savaş gemisi değil, ticaret gemisiydi. Arama yapabilmek için bayrak sahibi devlete haber verip iznini almak hukuk usulü gereğidir. Bu yapılmadı. Yapıldığı 24 saat sonra AB Birliği sözcüsü tarafından iddia ediliyor. Sözcü, hem nalına hem mıhına vuran bir üslupla Türkiye’ye haber verildiği fakat cevap gelmediğini öne sürdükten sonra bir suç unsuruna rastlanmadığını haber veriyor. Farz edelim ki denilen doğrudur: Cevap gelmiyorsa talep yok sayılıyor, reddediliyor demektir. İkincisi; geminin ticaret gemisi olduğu, nereden gelip nereye gittiği, ne taşıdığı daha evvel ilgili yerlere tebliğ edildiğine göre arama müsaadesi istemenin akıl ve mantıkla bağdaşır tarafı olabilir mi? Diyelim ki buna rağmen o ihtirasa düşüldü. Peki kaptana, mürettebata silah doğrultmak, terörist muamelesi yapmak hangi gerekçeyle izah edilecektir? Karşıda silahlı kimse yokken bu münasebetsizlik ne demektir? Yapılan düpedüz haydutluktur, düşmanlıktır, hukuk tanımazlıktır. Başka hiçbir şekilde izah edilemez:   Zordaki bir memlekete yardıma giden ticarî gemimize karşı yapılan bu tecavüz, herhangi bir ilimizi işgalden farksızdır. Bu itibarla mukabele-i bi’l misil yani ayniyle karşılık verme hakkımız doğmuştur. Dünyanın gözü önünde bir suç işlendi. İrini adlı tatbikat, Yunan komutan riyasetindeyken Alman firkateyni ve Alman, Yunan ve İtalyan askerler tarafında hukuk çiğnenmiş ve hükümranlık hakkımıza el uzatılmıştır. Mesele hafife alınacak basitlikte değildir. Sahnelenen çirkinlik, Doğu Akdeniz, Libya ve Kıbrıs siyasetlerimize karşı intikam hamlesidir. Ait olunan başkentlerin haberi olmadan da bu tiyatro oynanamazdı. Geminin yolu kesilirken komuta nöbetinin Yunan subayda olması bile bir plan gereğidir.   Şimdi şu soruyu sorma vaktidir: -Korsanlık, Yunanistan’a yakışabilir. Sana ne oluyor Almanya? Sen, hangi saftasın? Unuttun mu? Almanya yüzünden biz, bir koca İmparatorluğu kaybettik. Daha neyin peşindesin? Ya sen İtalya? Antalya ve İstanbul işgalleri ayıbı hâlâ alnındayken bu yeni hüneriniz nedir? Doğu Akdeniz ihtilafında ne sen ne Almanya şöyle doğru düzgün bir duruş gösterdiniz! Bir o yana, bir bu yana yalpalayıp durdunuz. Bu samimiyetsiz hâliniz, devam ediyor. Sonunda Yunan palikaryasını eteğine yapışarak gizli-saklı korsanlığa yeltendiniz.
Ne yaparsanız yapın..
Nerede yaparsanız yapın…
Bu edepsizlik, bu cürüm karşılıksız kalamaz. Mike Pompeo, Türkiye’nin savunma sanayiinde güçlenmesinden korkuyor da sizler korkmuyor musunuz? Bu defa ticari gemilerimiz değil Mehmetçik denizlere açılacak. Cesareti olan buyursun! Son sözümüz de HDP adlı partiye: Malum korsanlık üzerine sadece Cumhur İttifakı partileri değil, CHP ve İyi Parti de en sert tonda tepki verdiler. Ülkemize karşı yapılan bu haydutluğa bir ve beraber olarak cevap verilmeliydi. Bu yapıldı. Doğrusu buydu. Aksi hâlde Akdeniz, bize haram edilir, Kapıkule’den adım atamayız… Peki; AK Parti, MHP, CHP, İyi Parti, Almanya, İtalya ve Yunanistan’a en sert tonda cevap verirken HDP nerededir? Hiç mi Türkiye lehine bir tavrın içinde olamayacaktır? Ermenistan’a karşı Dağlık Karabağ’a asker gönderilir, bu parti karşı çıkar, bütün Türkiye partileri Akdeniz’deki vaki saldırganlığı kınar bu parti susar!!! HDP, bu kafayla Yunan’ı İtalyan’ı, Alman’ı, Rus’u memnun edebilir…ama; asla Kürt’ü, Türk’ü, bu vatanın hiçbir evladını memnun edemez. Onun için Diyarbakır Annelerinin bu partiyi bitirmeleri müstahaktır!.. Diyarbakır Anneleri, HDP’yi bitirebilir mi? Hayalden söz etmiyoruz. Anne gücünün önünde kimse duramaz. Yeter ki Devlet ve millet o analara aynı desteği vermeye devam etsin! Tabanı kalmayan bir parti, sadece tabela vergisi öder.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.