DEVLETLER, KURUMLAR VE KİŞİLER…

A -
A +
BM-Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Gutteres; tam ismiyle António Manuel de Oliveira Gutteres… İslâm medeniyet dairesinde olduğu gibi İslâm’ın Endülüs cephesinden aldığı tesirle olsa gerek İspanyol ve Portekizlilerde de isimler uzundur. Kişinin adında ataya, babaya, soya atıf yapılır.
Sn. Gutteres, Lizbon 1949 doğumlu…
1995-2002 yılları arasında Portekiz Başbakanı.
1999-2005 arasında Sosyalist Enternasyonal Başkanı.
2005-2015’de BM Mülteciler Yüksek Komiseri.
 
1 Ocak 2017’de Ban Ki Moon’dan sonra BM Genel Sekreterliğine geldi. 193 üye devlet, kendisini oy birliğiyle seçti. Birinci 5 yıllık döneminde bulunuyor. Teknik tahsil yapmıştır. Sosyalist Parti mensubudur. Roma Katolikliğine bağlıdır…
 
Bu bilgilerden evleviyetle çıkacak 3 sonuç vardır:
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi António Gutteres Sosyalist Parti mensubudur. Başbakan olmadan önce partisinin genel sekreterliğini yapmıştır. Birinci soru şu olmalıdır:
-Portekiz’de Sosyalist Parti âzâsı bir siyasetçi, Sosyalist Enternasyonal Başkanlığına gelebiliyor fakat Türkiye’de sosyalist veya sosyal demokrat olduğunu beyan eden partiler neden dünya liginde bir varlık gösteremiyorlar?
Sebep şu olsa gerek:
Avrupa’da partiler, önce millî sonra beynelmileldir.
Kök olmazsa dal kurur…
 
Diğer derse gelince:
Sn. Gutteres’in BM Genel Sekreterliği vazifesini Ban Ki Moon’dan devraldığını söylemiştik. Güney Kore, bizim 1950’de gidip komünist tasalluttan kurtardığımız ve bu arada 1200 şehit ve 400 kayıp verdiğimiz, üçte iki nüfusumuzda olan bir memlekettir.
II. Dünya Harbi’nden bölünerek çıkmış bir Güney Kore’nin bugün otomotiv, elektronik, iletişim başta olmak üzere neden 10 civarında dünya markası vardır, kişi başına millî geliri neden yüksektir? Bu devlet bugün nasıl oluyor da BM Genel Sekreteri çıkarabiliyor?
 
10 milyonluk Portekiz de BM’ye Genel Sekreter yollayabilir.
Siyasetin dünya liginde oynayabiliyor.
 
Üçüncü bir sonuç daha vardır:
António Gutteres, Sosyalist Parti mensubu, Başbakan vs. Ama aynı zamanda dînî inancına da bağlı. Bizde sosyalist veya sosyal demokrat olmak için önce ateist olmak gerektiği gibi adı konmadık sakat bir anlayış mevcuttur…
İcraatlarına bakarak António Gutteres’i, sağduyulu, anlayışlı, insaflı, makul ve itidal sahibi görüyoruz. 5’li Vesayetin hâkimiyetinde olan BM için bu karakterde bir genel sekreterin varlığı talihtir…
 
Önceki gün BM Genel Sekreterliği’nden bir açıklama geldi. Buna göre Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, 18.08.2022 Perşembe günü (bugün) Ukrayna’ya gidecek ve burada Ukrayna Devlet Başkanı Sn. Vlodomir Zlenskiy ve Sn. Gutteres’le birlikte Lviv şehrinde 3’lü bir toplantı yapacaklardır. Bu haberin ardından Ankara, mütemmim malumatı paylaştı. Sn. Zelenskiy, Sn. Erdoğan’ı dâvet etmişti. Cumhurbaşkanımız, Ukrayna’ya günübirlik bir çalışma ziyareti gerçekleştirecektir. Evvela iki devlet başkanı, ikili görüşme yapacaklar, ardından, Sn. Gutteres’in iştirakiyle 3’lü görüşme olacaktır. Her iki toplantının da masadaki mevzuları bellidir. Tahıl sevkiyatı, Ukrayna-Rusya Savaşı ve bu savaşa nihâyet vermek için Rusya Devlet Başkanı Sn. Putin’in de hazır olmasıyla İstanbul’da barış müzakerelerini başlatmak…
 
BM Genel Sekreteri, Ukrayna’dan Levend’e gelerek Millî Savunma Üniversitesi külliyesinde tahıl sevkiyatı için kurulmuş olan Müşterek Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret edecektir...
Sn. Gutteres, 2017’den bu yana değişik dünya ihtilaflarında çalıştı. Bu çalışmalarda herhâlde kötü not almadı.
Aksini düşünürsek…
 
Eskimiş, köhnemiş, BMGK-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin demir tekelinden kurtulamamış bir BM’nin bir de çapsız bir GS’i olsaydı dünyanın vaziyeti acaba ne olurdu?
BM Genel Sekreteri için ifade ettiğimiz görüşleri, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg için de tekrarlayabiliriz. Sn. Stoltenberg de eski Başbakandır. O da itidalli ve dünya barışı için çalışan bir isim. NATO’nun sevk ve idaresinde de keza beceriksiz bir diplomat olsaydı dünya, elbette ziyan görürdü. Bu insan da 5,5 milyon nüfuslu Norveç Krallığının uluslararası ligdeki şahsiyetidir.
 
BM ve NATO’nun soğuk savaş dönemi kurumları olduğu belli. Hasbelkader bugün ikisinde de işleri çekip çeviren şahsiyetler işbaşında...
Ya bir gün aksi olursa?
Hem eskimiş kurumlar, hem de onlarda yerini dolduramayan zayıf karakterler!..
O zaman dünyanın sancısı çok daha çoğalır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.