Şampiyonluğa üç ortak

A -
A +

Galatasaray’da stres yoktu ama -başlangıçta- takım savunması anlamında sıkıntılar vardı.        Ömer Ali Şahiner’in değerlendiremediği önemli fırsatlar, bir anlamda ‘pahalı papuç’ etiketiydi. Dahası belki de Galatasaray’ın aklını başına devşirdi. (Kalan dakikalarda fırsat vermediler.)
İlk yarının çok konuşulan 3 pozisyonu vardı.
1- Mete Kalkavan’ın net bir sarı kartı atladığı Luyindama dirseği... (‘Kırmızı’ olarak değerlendirmediyse VAR karışmaz)
2- Fernando’nun kale ağzında ‘zamanlamaya’ takılan dokunamayışı. (Vurmasına gerek yoktu, ‘çarpsa’ bile gol olurdu.)
3- Yardımcı hakem Erdem Bayık’ın ‘derslik’ ofsayt uygulaması. (Pozisyonun bitmesini bekledi. Fallou Diagne, Galatasaraylı Diagne’yi düşürdü. Erdem Bayık bayrağını kaldırdı. VAR inceledi, ofsayt olmasaydı Galatasaray penaltı kazanacaktı.)
Özetle, Konyaspor şöyle bir eser gibi olup dinmişti. İlk 45 biterken izlenimim, Galatasaray’ın maçı kazanma ihtimalinin yüksek oluşuydu.
Oyun, topu ceza sahasına kadar getiriyordu. Onyekuru ve Feghouli ‘vuruş’, Belhanda ‘pas’ kalitesine ayar çekse yeterdi. (İsabetli tek şut yoktu)
E tabi biri de soyunma odasında Diagne’ye ‘Sen golcüsün’ demeliydi! (Belhanda 60’ların ortasında ‘enfes’ bir pas attı ama dedik ya, Diagne golcü olduğunu unutmuş gibiydi.)
Konyaspor’un gol arayışında pek bir zenginliği yoktu.
Galatasaray’da da vuruş kalitesine ‘ayar’, oyuna giren Emre Akbaba, Selçuk İnan ve Mitroglu’ndan da ‘fayda’ gelmeyince maç başladığı gibi bitti, Galatasaray ayağına gelen fırsatı tepti.
Üstelik Beşiktaş da yetişti.

MAÇIN ADAMI: Ryan Donk

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.