Bizim oğlan nasıl öldü?

A -
A +

Doktorların çıkış saatiydi. Aynı sitede oturan üç doktor, hastane otoparkında aynı otomobile bildiler; tam ana caddeye çıkıyorlardı ki bir trafik kazası ile burun buruna geldiler. Telaşlı bir genç birden işlek yola atlamış, soldan gelen taksi acı frenle son anda durabilmiş, aynı hızla atladığı sağdan geliş yönündeki lüks bir otomobilin altında kalmıştı. Doktorlar sözleşmiş gibi aynı anda arabadan atlayıp kaza yerine koştular. KBB uzmanı doktor, genci omuzlarından tutup biraz da sürükleyerek otomobilin altından çıkardı. - Abiciğim, ilgileneceğim seninle, hiç merak etme, doktorum ben. Ancak tecrübesiyle delikanlının ölmek üzere olduğunu anladı. - Bi yandan Kelimeyi Şahadet getir abiciğim. Arada gözkapaklarını kıpırdatması dışında pek hayat alameti yoktu delikanlıda... - Kelimeyi Şahadeti biliyor musun; eşhedü enla... Genç onaylar gibi kafasını hafiften aşağı indirdi: - Eşhedü... dedi belli belirsiz. Diğer doktorlarla birlikte ve dikkatlice kaldırmaya yeltendiler. Ancak buna gerek kalmadı. Yaralı genç son söz olarak "Eşhedü..." diye sesli başladığı Kelimeyi Şahadeti sessiz dudak hareketleriyle tamamladıktan sonra ölmüştü. Doktorlar gerekli kanuni işlemler için morga doğru yola çıkan cenaze ile birlikte hastaneye gittiler. Gencin cebindeki kimliğinden yola çıkan polisin bulup haber verdiği ailesinden önce babası ile annesi geldi. Çok fazla ortalığı yıkmadılar; anne sessizce ağlarken, baba asık suratla sordu: - Nasıl oldu? Nasıl öldü? Diğer iki doktor gitmişti; delikanlının son dakikalarına yakından şahitlik eden KBB uzmanı teselli etti: - Maşallah abiciğim, çok nasipli bir evladınız varmış. Son nefesinde Kelimeyi Şahadet getirdi. Üç doktor arkadaştık, hepimiz duyduk. Tertemiz bir Müslüman olarak, huzurla gitti ahirete... - Ne diyorsun sen yaa?! Diye öfkesini arttırdı baba. Anne de bir anda ağlamayı kesip, büyümüş gözlerle bir doktora bir kocasına baktı. Sonra adam kadını kolundan sürükledi ve hastaneden çıktılar. Bir süre sonra doktor da gitmeye hazırlanırken, bu kez ölen delikanlının kardeşi geldi yanına... Görevlilerden, kardeşini son gören kişinin o doktor olduğunu öğrenmişti. - Ben, dedi, ikiziyim. Nasıl öldü sahiden? Doktor ölüm şeklini bir kez daha anlattı. Ve bu defa doktor sordu kardeşine: - Peki, nasıl bir çocuktu ikiziniz? Acı, pişmanlık ve sevgi karışımı bir gülümseme ile cevapladı kardeş: - Altın gibi kalbi, geniş merhameti vardı. İlginç olan, biz Ermeniyiz ama o Bosna'da, Afganistan'da, Irak'ta Müslümanların öldürülmesine çok üzülürdü. Doktor, koluna girdi ikiz kardeşin; dar ve uzun koridorda yürümeye başladılar: - İslamiyete göre birisi son nefeste Kelimeyi Şahadet getirdi mi, tertemiz gider ahirete... Senin kardeşin -inşallah- günahsız öldü biliyor musun?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.