Merdiven başında misafirleri uğurluyordum

Gazeteci Cevat'ın evinde tatlı bir heyecan vardı o gün... Aile Sağlığı Merkezinden kontrole gelmişlerdi sürekli izledikleri hamile karısını... On ikinci haftaydı ve her şey yolundaydı. Cevat'ın karısı Münevver, iki hanım yolcusunu uğurlamak için merdiven başındaki erkek konuşmalarının uzaklaşmasını bekledi kapı ardında... Az sonra çıktıklarında, yan dairenin kapısı açıldı; komşu kadın şöyle dedi: -Az önce iki polis geldi. Cevat Abi ile ilgili ters ters sorular sordular bana... Ne iş yapıyormuş, ne zamandır buradaymış... Çok kork.... O şiir okur gibi kelimeleri arka arkaya sıralarken, Münevver yere yığılmaya başladı; hemşire tam zamanında kolunu uzatarak hamile kadının kafasını betona vurmasını önledi. Bayılmış olan Münevver'i hep birlikte içeri taşıdılar. Hemşire sağlık çantasını almaya eğildiğinde yerde kan gördü. Korktuğu ve tahmin ettiği bölgeye baktı: -Abortus olabilir! Dedi. -O ne ki, diye sordu komşu kadın. -Düşük. Ateşini, tansiyonunu ölçtü. Ambulans için telefonuna sarıldı. *** Ultrason çekildi, "abortus" kesinleşti. İşin kötüsü, düşük tam olmamıştı ve içeride kalan ufak parçalar için kürtaj yapıldı. *** Münevver, taburcu olduktan sonra, uzun süre bu kaybın getirdiği psikolojik travmayı atlatmak için uğraşırken, kocası Cevat, gazetenin Emniyet muhabirini devreye soktu. Emniyet muhabiri taa İçişleri Bakanlığı'na kadar uzanan uğraşlar ve çeşitli temaslarla durumu öğrendi. Polislerin komşu evde Cevat'ı soruşturmalarının sebebi, Sarı Basın Kartı almaya uygun olup olmadığını öğrenmek içinmiş.