Yalvar yakar olmak...

A -
A +

 Evli bir arkadaşım vardı. 

Çocukları olmuyor diye ailece çok üzülüyorlardı. 
Dualar ediyor, çareler arıyorlardı. İlaçlar, adaklar yapıyorlardı. 
"İllâ bir erkek evlat" diye yanıp tutuşuyorlardı. 
***
Seneler sonra emekli olup semtimize döndüğümde o arkadaşımı merak ettim. 
- Hastanede, dediler. Hem de uzun zamandır.
- Allah Allah, derdi ne? Ne oldu ki?
- Allah düşman başına vermesin, bir oğlu var, yakıp yıkar, çalar çırpardı. En son öğretmenini bıçaklayarak öldürdü. 
Hayatımın en büyük şoklarından biriydi. Çok şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemedim: 
- O, erkek evlat için adaklar yapardı. Gece gündüz Allaha yalvarırdı. Demek ki, bu belayı yalvara yalvara istemiş.
***
O zaman hatırladım o olayı... 
Demek o çarpıcı cinayeti işleyen, arkadaşımın oğluymuş!
Hani İzmir'de görev yaptığı okulda on beş yaşındaki öğrencisinin kurbanı olan öğretmen vardı ya... 
Hatta ölmeden bir süre önce, "Kadına Şiddete Hayır" temalı bir tiyatro oyunu yazmış, yönetmiş, kendisi de oynamış, oyunun sonunda rol gereği bir erkek tarafından karnından bıçaklanarak öldürülen kadını canlandırmıştı.
Yazdığı oyunun sonuyla kendi sonu bire bir aynı olan talihsiz öğretmen hani...
Allah Allah...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.