Parmak kadar çocuk ayol!

A -
A +
Kötü oldu.
Nilüfer öğretmenin meslekteki ilk günüydü ve bundan sonraki hayatının zor olacağını ilk dersten anladı.
Kim bilir o sabah yaşadığı dramın benzerlerini bundan sonra nerede ve kaç kere yaşayacaktı.
Babası emekli öğretmendi ve onu stajyer bir öğretmen olarak ilk görev yerine uğurlarken şu nasihatte bulunmuştu:
-Köy okulunda öğretmenlik yapmanın zor yanları var kızım. Baştan işi sıkı tut. Disiplini elden bırakma.
Belki de bu nasihat onu bu yanlışa itti.
***
Dört ve beşinci sınıfları okutacaktı.
Asık bir suratla kendisini tanıttı ve yoklama yaptı.
-Ellerinizi sıranın üstüne koyun şimdi, dedi.
Kürsüye en yakın olan sağ ön sıradan tırnak muayenesi yapmaya başladı. En soldaki sıranın ortasında, duvar dibinde oturan çocuğun sol eli tam açık, sağ elinden ise iki parmağı görünüyordu.
-Tam aç şu elini, dedi Nilüfer öğretmen.
Çocuk elini açmak yerine kafasını eğdi. 
-Aç parmaklarını! Diye sesini yükseltti öğretmen.
Sesi duymuyormuş gibi kafasını duvara doğru çevirdi çocuk. Öğretmen sinirle arkasında tuttuğu cetveli çocuğun yarı kapalı sağ eline indirdi.
-Öğretmenim, dedi en arka sırada parmak kaldırmış olarak ayağa kalkan bir çocuk. Nuri'nin parmağı açılmıyor!
Gerçekten de bebekken kaynar su döküldü diye sarılıp bağlanan sağ elinde serçe parmağı avuç içine yapışık şekilde kalmıştı çocuğun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.