Borç verirken ya paranı, ya dostunu kaybedersin

A -
A +

Depremin neredeyse haritadan sildiği ilçede, konfeksiyoncu iki kardeşten biri, panelvan aracını "irtibat merkezi" yapmış, hesaplarını kapatmaya çalışıyordu.

Konfeksiyoncu Mustafa, telefonda astsubay Engin ile tartışıyordu:
-Abiciğim, bir takım elbise, bir tek pantolon almıştın. Pantolonun parasını ödedin, takım elbise borcun var. Defterden okuyorum.
-Size elli kuruş borcum yok, kapat o defteri!
-Komutanım ayıp ediyorsun, bir takım elbise için değer mi?
-Ben verdim diyorum. Gürültüyü bırak.
-Güya dosttun zamanında... Şu günlerde, şu halimizde yaptığına bak. Ne diyeyim, Allaha havale ediyorum seni...
-Yahu kapat şu telefonu...
Kendisi kapattı astsubay...
Sanki sözleşmiş gibi, Mustafa telefonu kapattığı anda, sol yanında bir hanım belirdi. Uzun pardösüsünün üzerindeki sıkı sıkı bağlanmış başörtüsü, ciddi ve asık bir suratı çerçeveliyordu.
-Ben, dedi, Serkan ile Gürkan'ın annesiyim.
Mustafa bu cümleyi duyar duymaz, vücuduna bir şey batmış gibi, oturduğu panelvan kasasından aşağı atladı, gayriihtiyarî hazır ola geçti.
-Buyurun yenge.
Mustafa'nın telaşının sebebi şuydu:
Serkan ile Gürkan, depremde vefat etmiş ikiz kardeşlerdi; bütün ilçenin içini yakan ikizler... 24 yıllık kısa hayatlarında efendilikleri, yakışıklılıkları, cana yakınlıkları ile tanıyan herkesin sevgilisi olmuşlardı.
-Oğullarımın size borcu var mıydı?
Mustafa bir süre düşünür gibi yapıp:
-Hayır, borçları yok yenge, dedi sonra...
Yenge ısrar etti:
-Bakın, bir mont aldıklarını biliyorum, sizden mi aldılar, parasını ödediler mi, onu öğrenmek istiyorum. Ben çocuklarımın mezarlarında rahat yatmalarının derdindeyim, kul hakkı ile gitmesinler ahirete...
-Hayır yenge, yok dedim ya...
Kadın belli belirsiz:
-Peki, deyip oradan ayrıldı.
Aslında çocukların borcu vardı. Daha bir hafta önce iki kardeş birlikte gelmiş, iki mont almak istemişler, birisi modeli beğenmemiş, öteki almıştı. Aybaşında ödeyeceklerdi. 
Mustafa üzüntü ile o satışı yeniden hatırladı; Gürkan "Düğmelerini sevmedim" demiş, kendisi de "Senin için değiştiririm" diye cevaplamıştı.
Mustafa köşede kaybolan kadının ardından kendi kendine söylendi:
-Borcunuz yok yenge, helal ettim...


 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.