İster miydim hoşçakal demek...

A -
A +
Ali Abi herkesin sevdiği bir eczacıydı. Çünkü mahalleli, ilaç lazım olduğunda nöbetçi eczane aramadan ve gündüz gece demeden ona gelirdi. Geceleri yataktan kalkıp, giyinip, ilaç isteyen kişi ile birlikte eczaneye gidip, kepengi kaldırıp, kilidi açıp, içeri girip, tezgâhın arkasına geçerek:
- Bu ilaç bizde yok, diyecek kadar "ince" bir adamdı, onun için sevilirdi zaten...
***
Yıl 2007...
Kasım ayıydı sanırım.
Avrupa yakasının dağıtım merkezi olan Yedikule'de toplanan gazete dağıtıcılarının her biri bir semtten sorumluydu.
Seyid V.A.'nın Topkapı-Zeytinburnu-Bakırköy üçgeninde geniş bir dağıtım "hinterlandı" vardı. Abonelerinin çoğu bu üçgendeydi.
Sabah ezanıyla dağıtıma başlardı.
Eczacı Ali Hoca da o abonelerden biriydi.
***
Bir gün büro müdürü, Seyit V.A.'yı çağırdı:
- Bir abonenin senden şikâyeti var, dedi.
- Kim?
- Eczacı Ali Hoca...
- Aa... Hayırdır? Niye şikâyet ediyor?
- İlgisizlikten... Senden ilgi bekliyormuş. "İki gün içinde gelip elimi sıkmazsa gazeteyi bırakırım, ona göre!" dedi.
- Tamam, hay hay... Koşuşturma içinde ihmal etmişimdir. Söz, ilgilenirim.
***
Ertesi gün Ali Abi eczaneye gelmedi; bir yolculuğa çıktı.
Atlasjet Havayollarının İstanbul-Isparta seferini yapan ve içinde 50 yolcu ile 7 mürettebatın bulunduğu MD83 tipi yolcu uçağı Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Çukurca bölgesinde düştü. Bir sağlık kongresi sebebiyle çoğunlukla akademisyenlerin bulunduğu bu uçak kazasından kurtulan olmadı.
İşte Eczacı Ali Hoca da o yolculardan biriydi.
Seyit V.A morga gitti, Ali Abinin elini tuttu, hatta yıkanmasında, namazında, defninde yanında bulundu, bizzat ilgilendi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.