Törenin aktörü Gökhan Töre...

Haydaaaa... Ne olmuş bu Beşiktaş'a? Seyircisiz maçta, coşkusuz, "hanım hanımcık" bir futbol oynayacağını sanıyorduk.

Abi, bi girdiler maça... Konya'ya kıpırdama imkânı vermeden teslim alarak, ilk yarıda işi bitirdiler.

Yağmurun helvaya çevirdiği kaygan ve yumuşak zeminde topa vuran kendisini yerde buluyordu.

Bir Beşiktaş kontratağında ayağa isabetli ve hızlı paslarla bütün sahayı "örerek" Konya kalesi önüne indiler; Gökhan Töre sağdan Olcay'ın ayağına düşürdü topu, o da uzak köşeye klas dokundu.

Bu gol Beşiktaş'ın maç iştahını arttırdı. Yine başarılı bir kontratak, yine Gökhan Töre, bu kez kafayla Almeida'ya asist yaptı, iki oldu.

İlk yarıdaki gol sağanağı Oğuzhan Özyakup'un ceza yayı üzerinden net, temiz, ip gibi vuruşuyla bitti.

Yokluklar içinde zorlukla sahaya dizilmiş bu on bir, Beşiktaş'ın uzuuun zamandır yapamadığını yapıp, ilk yarıyı 3 farkla tamamladı.

Bu satırları ilk yarıda yazıyorum ve diyorum ki, ikinci yarıda kolay kolay gol olmaz.

Bu tip maçlar böyledir; ilk yarıda farkı bulmuşsanız, hele de önünüzde bir derbi varsa, ikinci yarı "idare edersiniz" maçı.

Bakalım.

***

Evet, ikinci yarıda gol Beşiktaş'tan değil Konyaspor'dan geldi.

Bu yarıda Fernandes'in bir şutu, Gökhan Töre'nin rakip ceza sahasında birkaç kez topla "slalom" yapması dışında renksiz geçti.

Fenerbahçe derbisi öncesi bu galibiyet ilaç gibi geldi Kartal'a.

***

Konyaspor, ikinci yarıda biraz canlanmasına rağmen "Bu ligde işim yok" diye bağırıyor!

***

Efendim, benim sorum Özgür Yankaya'ya... Hocam, seminerlerde "Önce sporcu sağlığı" demiyor mu hocalarınız? Diyor. Ersan Gülüm'ün Gekas'a, Ali Çamdalı'nın Olcay'a darbelerini neden kartsız geçtiniz?

Bana söyleyin, kimseye söylemeyeceğim.