Melo yazar Veli bozar...

Bir maçı yazmak için kâğıt kalemi alıp tribüne oturursunuz. Mesela Gökhan Töre sağdan Telles'i ekarte edip ceza sahasına girer, çaprazdan gollü bir şut atar, siz de not alırsınız.

Ya da öbür kanattan Sabri önce Olcay'ı, sonra Motta'yı geçip lokum gibi ortalar :), Burak kafayı vurur, az farkla aut olur. Kaydedersiniz.

İlk yarı bittiğinde kâğıdıma baktım; "Burak dokunamadı" ve "Sosa karşı karşıya; Muslera" yazmışım.

Bu...

***

Her halde hocalar iyi haşladı; ikinci yarı müthiş başladı. 

Sabri ortaladı, Melo şutladı; 1-0. 

Canı acıyan Beşiktaş kendine geldi, saldırmaya başladı. Hırs gözünü bürüdü ve Veli kırmızı gördü. 

Konya maçından sonraki yazımda "Hemen her maçta rakiplerinden fazla kart görüyor Beşiktaş... Dün de eksik kaldı. Birçok maçta kaldığı gibi... Dikkat" demiştim.

Selçuk'un direği dövmesine Gökhan Töre benzer şutla karşılık verdi.

****

Eşit ağırlıklı bir oyun, iki gaflet, kazanan Galatasaray...

Dümdüz olan lig zirvesi.

****

Spor Servisimiz dün yazarların derbi görüşlerini almıştı. Bendeniz çuvalladığım yerleri değil de isabet ettiğim bölümleri tekrar aktarmak istiyorum:

- Derbilerde kimin kenarda dikildiğinin bir önemi yoktur. Cevat Güler, Turan Sofuoğlu gibi birçok örnek var.

- Galatasaray'ın Beşiktaş'a göre daha "oturmuş" bir savunması var, kalecisiyle birlikte... 

Bir hakem bir takımdan hemen her maçta oyuncu atabilir. Bu hakemin değil, o takımın kusurudur. Cüneyt Çakır kuralları harfiyen uygulayan bir isim... Çok kart çıkar... 

- Tatil edilen derbiyi hatırlayarak seyirci ve futbolcular Melo'nun üstüne oynar ve bu isim öne çıkar.

***

Eh, Melo öne çıktı sanırım.