Elon Musk’ın çocuğu ve ek tercih dönemi

A -
A +
    Birkaç hafta önceki yazımda “Çerçevenin dışına çık, kalıpları parçala, limitleri sen belirle!” gibi sloganlardan bahsetmiştim. Reklam ve kişisel gelişim sektöründe bir süre staj yapan bu sloganların, daha sonra kimlik, cinsiyet ve aile kavramlarına yanaştığını ve büyük darbenin de “Sen seçmedin!” cümlesiyle vurulduğunu yazmıştım. Geçen gün internette gezinirken Elon Musk’la ilgili bir haber gördüm. Musk’ın 18 yaşındaki çocuğu Xavier Alexander Musk, cinsiyet tanımını kadından erkeğe çevirmek ve kendisine yeni adıyla yeni bir kimlik verilmesi için mahkemeye başvurmuş. “Biyolojik babamla bundan sonra asla görüşmek istemiyorum” diyen çocuk bu yüzden kimliğini değiştirmek istiyormuş. Haberi okurken “Pes yani!” dedim. Çocuk sanki benim yazıyı okumuş da “Dur öyle bir şey yapayım ki bu yazıya örnek vaka olsun” demiş. Kimlik, cinsiyet ve aile… Üçü bir arada… Dünya gerçekten iyi bir yere gitmiyor. Çoktan seçmeli hayat tarzı sürekli olarak tercihlerimizi gözden geçirme vurgusu yapıyor. Ve her yerde bangır bangır, kimlik, cinsiyet, aile ve din alanlarında tercihlerine yerleşemeyenler için ek tercih döneminin başladığı duyuruluyor.   Cinsiyet Değiştirme Merkezi   Bahsettiğim haberin içinde yer alan bir linke tıklayınca, 19 Mart 2022 tarihinde Daily Mail gazetesinde yayınlanan bir habere ulaştım. Haberde Londra’da Tavistock Center adıyla faaliyet gösteren bir cinsiyet değiştirme merkezinden ve mağdur olan bir annenin hikâyesinden bahsediliyordu. Olay kısaca şöyle; 16 yaşında otistik rahatsızlığı olan bir kız bu cinsiyet değiştirme merkezine başvurmuş. Oradaki yetkililer kızın psikolojik durumunu hiç sorgulamadan hemen başvuruyu kabul etmişler. Birkaç görüşme sonrasında da aileden onay alınmadan hormon tedavisi başlamış. Doğurganlığı bitiren ve erkek cinsiyetine geçiş yapmak için hormon dengesini bozan bu tedaviyi öğrenen anne hemen mahkemeye başvurmuş. Hikâyenin baş tarafını doğrudan annenin ağzından dinleyelim;                 *** Kızım küçükken genelde erkek çocuklarla oynardı. Otistik rahatsızlığından dolayı çok hareketli olduğu için erkekler, kızlara göre daha eğlenceli geliyordu. Ortaokula geçtiğinde kızımın sınıf arkadaşlarıyla iletişim problemleri iyice arttı. Bu dönemde kızım YouTube’da cinsiyet değiştirme operasyonlarıyla ilgili videolar seyretmeye başladı. YouTube öyle bir algoritma ayarlamış ki farklı konularda gezinti yaparken bile karşısına hep bu konuyla ilgili siteler çıkıyordu. Seyrettiği videolarda hep mutlu, sağlıklı ve güler yüzlü insanlar cinsiyet değiştirmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatıyorlardı. Kızım sonra Reddit uygulamasında transseksüel sohbet gruplarına katıldı ve bağımlısı oldu. Bu gruplarda kızıma hep aynı şeyler söyleniyordu; “Cesaretin için seni tebrik ederiz. Sakın geri adım atma! Sen güçlüsün!” Zaten bu ortamlarda aileler eğer çocukların bu tercihine karşı çıkıyorsa, hemen 'şeytan' olarak etiketleniyor ve tavsiyeler şu şekilde sıralanıyor. “Senin tercihlerine saygı duyulmayan bir evde kalma. Çık ve kendine yeni bir hayat kur!” Kızım ekran karşısında daha çok vakit geçirdikçe iyice içine kapandı ve bizden uzaklaştı. Saçlarını kestirdi ve bir erkek gibi davranmaya başladı. Biz de bu arada hormon ilaçları kullanmaya başladığını fark ettik. Ve hemen mahkemeye başvurduk. Meğer bizim durumumuzda olan binlerce aile varmış. Sonradan öğrendik...   Yoğunluk mazeret mi?   2010 yılında Londra’da bu merkeze cinsiyet değiştirmek için 138 çocuk başvurmuş. Ama bu rakam 2021 yılında 2383 olmuş. Yani tam 17 kat artmış. Ve şu anda da 5.500 çocuk sıra bekliyormuş. Gazete haberinde pandemide çocukların ekran karşısında çok vakit geçirmesi sonucunda bu yoğunluğun oluştuğu yazıyor. Biliyorum, hepimiz çok yoğunuz. Bu yüzden çocuklarla yeteri kadar ilgilenemiyoruz. Ama şunu da söylemek zorundayım; İşten güçten çocuklarına vakit ayıramayan ebeveynler, gün geliyor çocuklarıyla uğraşmaktan işe güce vakit bulamıyor!.. Yani vakti sadece nakit olarak görenler, sonraki hayatında taksit taksit bedel ödüyor. Maalesef!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.