Psikolojimi bozan bir araştırma

A -
A +
Geçen hafta bir profesör başörtüsüyle ilgili bir şeyler söyledi ve kabuk bağlamış yaradan ince bir sızıntı oldu. Artık ezberlediniz ama yine de hatırlatayım. Psikoloğa giden bir kişi karşısında başörtülü birisini görünce empati kuramazmış. Bu yüzden psikologlar başörtülü olamazmış. Meslek etiğini bilmeyenlerin kafası buna çalışmazmış. Bunun üzerine ben de çalışmayan kafamla biraz araştırma yaptım. Sonuçlarını sizinle paylaşmak istiyorum.             *** Araştırmaya üniversitelerin psikoloji bölümleriyle başladım. Çünkü eğer başörtüsü psikologluk mesleğinin önünde gerçekten büyük bir engelse ve meslek etiğine uymuyorsa, o zaman üniversitelerin psikoloji bölümlerine başörtülü öğrenci almamaları lazım. Önce Türkiye’deki birkaç üniversiteye baktım. Böyle bir şart göremedim. Sonra da “Herhâlde Türkiye’de baskı rejimi olduğu için, üniversiteler böyle önemli bir konuda sesini çıkaramıyor” diyerek yabancı kaynaklara yöneldim. Dünyada en iyi psikoloji eğitimi veren okul Stanford Üniversitesi olarak biliniyor. Ben de okulun web sayfasında psikoloji bölümüne öğrenci alım şartları arasında başörtüsüyle ilgili bir madde aradım. Ama yoktu. Hayret! Bir de üstüne, Müslüman öğrenciler Stanford’u tercih etsin ve okulda rahatça okusunlar diye bir sürü şey yapmış adamlar. Mescitler, şadırvanlar, cuma namazları, teravih namazları, iftar-sahur programları falan… Hepsi ayrıntılı olarak okulun web sitesinde yazıyordu. Ayrıca birçok yerde “Bizi biz yapan farklılıklarımızdır” gibi ifadeler vardı. Çok ilginç! Ardından Harvard Üniversitesini inceledim biraz. Üniversitenin YouTube kanalında “Religious Life at Harvard” isimli bir videoda Jonathan L. Walton isimli bir profesör şöyle diyordu; “Biz Harvard’da öğrencilerimizin dinlerini rahatça yaşayabilmeleri için her türlü fırsatı sunuyoruz. Ama dinî yaşantıyı sadece mekânlarla sınırlandırmıyoruz. Bizi en mutlu eden şey, farklı dine mensup öğrencilerin günlük hayatlarının her anında dinlerine uygun bir şekilde yaşamaları ve davranmalarıdır.” Bu video bitince yan tarafta Cambridge Üniversitesi Psikoloji Bölümünde okuyan başörtülü bir öğrencinin videosunu gördüm. Zainab Haider isimli bu öğrenci de orada okumaktan dolayı ne kadar mutlu olduğunu, bütün hocaların ve öğrencilerin kendisini kucakladığını anlatıyordu. Videonun sonuna doğru da mescidin biraz küçük olmasından şikâyet ediyordu.   Ardından Oxford Üniversitesi Psikoloji Bölümünde okuyan iki başörtülü öğrencinin “Experimental Psychology at Oxford Uni” başlıklı videosunu seyrettim. Onlar da okudukları bölümün zorluğuna rağmen, ortamın çok güzel olduğundan bahsediyorlardı.             *** Bunları görünce, “Herhâlde üniversitede kimseye karışmıyorlar. Ama meslek hayatına atıldıkları zaman başörtüsü olayına mutlaka müdahale ediyorlardır” diye düşündüm. Sonuçta mezun olunca çalışmaya başlayacaklar ve hastalar kendileriyle empati kuramayacak. Ciddi bir mesele yani! Bu yüzden hemen İngiltere ve Amerika’da psikoloji bilimine yön veren ciddi kuruluşları araştırdım. American Psychological Association (APA) ve The British Psychological Society (BPS) bunlardan en önemlileri. Bütün dünyada psikoloji biliminin gelişmesine bu kuruluşlar öncülük ediyor ve bir anlamda standartları onlar belirliyorlar. Ama yine olmadı. Çünkü bu kurumlar tarafından onaylanmış ve literatüre ciddi katkıları olan başörtülü bir sürü psikolog var. Mesela Mona M. Amer isimli başörtülü bir psikolog, 2006 yılında psikoloji bilimine yaptığı katkılardan dolayı APA tarafından büyük bir ödüle layık görülmüş. Son adım olarak bu kuruluşların web sitesinde “başörtüsü” “meslek etiği” ve “empati” kelimelerini yazarak arama yaptım. Ama bu üç kelime arasında ilişki kuran bir tane makaleye rastlayamadım. Yani üniversite sonrasında da bu konu ihmal edilmiş maalesef. Demek gözümüzde büyütmüşüz Oxford’u, Cambridge’i, Stanford’u, APA’yı falan. Resmen psikologluk mesleği için en önemli kriteri görmezden geliyorlar. Büyük rezalet yani! Bence birileri malum videonun linkini göndersin de aydınlansın adamlar. Yazık!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.