Baharatçı şurupla problemi çözdü?

A -
A +
"Nefret, peşin hükmün çocuğudur. Bir beyne yerleştiler mi, beyindeki tüm iyi şeyleri öldürürler. Kaynanana iyi davranınca beynindeki zehirlerden kurtuldun."
 

Genç bir gelin ile kaynanası arasında geçimsizlik vardı. Hayat gitgide çekilmez oluyordu. Hele de eşinin hâli perişandı. Genç gelin çaresizlik içinde kıvranırken, aklına çılgın bir fikir geldi. Kaynanasını zehirleyecekti!.. Doğruca babasının eski bir arkadaşı olan ihtiyar bir aktara koştu ve planını anlattı. “Peki” diyen yaşlı baharatçı, ona bir şurup hazırladı ve;
-Bu etkisi üç ay içinde görülecek bir zehirdir. Üç ay boyunca her gün kaynananın yemeğine karıştıracaksın. Kaynanan öldüğünde kimsenin senden şüphelenmemesi için, üç ay boyunca kaynanana çok iyi davranmalı, bir dediğini iki etmemelisin, dedi...
“Tamam” diyen gelin, sevinç içinde eve döndü ve yaşlı baharatçının dediklerini aynen uygulamaya koydu.
Kaynanasına her gün çok güzel yemekler pişiriyor, o güne değin hiç olmadığı kadar da iyi davranıyordu. O kadar iyi davranıyordu ki, kaynanası gelinine yaptıklarından dolayı pişman olmaya başlamıştı. Gelinine haksızlık ettiğini düşünüyordu. O da değişip iyileşmeye karar verdi ve artık gelinine çok iyi davranıyordu.
Böylece aileye dirlik ve düzen gelmişti. Herkes çok mutluydu. Özellikle gelinin eşi, bu değişimden son derece memnundu. Annesiyle karısı arasında çaresiz kalmaktan kurtulmuştu…
Genç gelin yaptıklarından pişman bir vaziyette aktar dükkânının yolunu tuttu. Babasının dostu olan yaşlı aktardan kaynanası için bir panzehir yapmasını rica etti.
Genç gelin konuşurken ağlıyordu. Yaşlı baharatçı, karşısında ağlayarak konuşan genç gelini gülümseyerek dinledikten sonra, sordu:
-Neden artık kayınvalidenin ölmesini istemiyorsun?
-İstemiyorum, dedi genç gelin gözyaşlarını silerek… O çok değişti, artık eskisi gibi aksi değil,  evin içinde gülümseyerek dolaşıyor, bana “kızım” diye hitap ediyor. Anlayacağınız, evde her şey yolunda...
İhtiyar baharatçının gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı:
-Demek işler yolunda, birbirinizle artık zıtlaşmıyorsunuz.
-Asla dedi genç gelin: Zıtlaşmak şöyle dursun çok seviyoruz birbirimizi, biraz görmesek özlüyoruz.
-Ve artık onun ölmesini istemiyorsun.
-Asla! Kaynanamı o kadar seviyorum ki, ölürse dayanamam…
Yaşlı aktar tane tane konuşmaya başladı:
-Ey benim eski dostumun kızı, sana zehir diye verdiğim şey iştah açıcı olan bir şuruptu. Ondan yemeğine katarak, sadece kaynananın iştahını artırabilirdin. Gerçek zehir senin beyninde idi. Adı, peşin hüküm ve nefretti. Zaten nefret, peşin hükmün çocuğudur. Bir beyne yerleştiler mi, beyindeki tüm iyi şeyleri öldürürler. Kaynanana iyi davranınca beynindeki zehirlerden kurtuldun. Kaynanan da, senin iyi davranışların sayesinde kendi beynindeki zehirlerden kurtuldu. Sonuçta olmanız gerektiği gibi “ana-kız” oldunuz. Eski bir atasözü şöyle der: “Gül veren elde gül kokusu kalır.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.