Haydi oğul, haydi git ya gazi ol, ya şehit!

A -
A +
"Haydi git oğul... Çiğnenecekse şehit atanın mezarı, git oğul git… Bilesin ki dualarım seninledir. Düşte gördüm oğul, bize artık vuslat [kavuşmak] ahirettedir..."
 
Bugünlere kolay gelinmedi -5-
Birinci Dünya Harbi bütün cephelerde devam eder. Yiğitlerin biri şehit olur, bini yetişir. Anneler evlatlarını gözyaşlarıyla uğurlar. Bir anne cepheye giden oğluna şöyle seslenir:
“Oğul, sen giderken, ardından baktığım oğul. Seni gözledim. Doğduğundan beri yaptığım gibi, seni izledim. Yüzüne çarparsa yel, yüreğim ürperir oğul. Ayağına taş değerse, bağrım yanar oğul. Kıyamadım gülü ellemene, dikeni vardır diye. Canımdan can, kanımdan kan oğul. Ama… Bugün git oğul. Çiğnenecekse şehit atanın mezarı, git oğul git. Bilesin ki dualarım seninledir. Düşte gördüm oğul, bize artık vuslat [kavuşmak] ahirettedir…”
Cepheye durmadan takviye kuvvetleri gider. İşte o kuvvetleri götüren tren Bilecik istasyonunda beklemektedir. Askerlerin hepsi sakin, belki bir daha geri dönmeyecekler ama şehit olmak inancı gönüllerine huzur veriyor. O sırada hava yağışlıdır. Sevkiyat subaylarından biri vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür. Merakla yaklaşır. O anda çakan şimşeğin aydınlığında şunlara şahit olur:
Ak saçlı, beli bükülmüş, soluk benizli, başı namaz örtülü yaşlı bir anne. Yağmurdan  sırılsıklam olmasına rağmen huşu içinde beklemektedir. Anadolu’nun bu cefakâr, vefa timsali ve sabırlı anası ile sevkiyat subayı arasında şu konuşma geçer:
“-Valide! Yağmurun altında ne diye böyle bekliyorsun?
-Trende oğlum var. Onu selametlemeye geldim.
-Oğlun kimdir, nerelidir?
-Söğüt’ün Akgünlü köyünden Mehmed oğlu Hüseyin.
-Onu görmek ister misin, çağırayım mı?
-Sana dua ederim. Ona söyleyecek tek bir sözüm var...”
Ve Hüseyin kısa zamanda bulunur. Elini öpen oğlunu bağrına basan ana son olarak “Hüseyin’im, yiğit oğlum benim! Dayın Şıpka’da, Baban Dömeke’de ağaların [ağabeylerin] Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin. Yolun Şıpka’ya uğrarsa dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin” der...
Hüseyin, son defa anacığının elini öper. Yaşlı gözlerle oğluna bakan anası, son evladını da dualarla bu şekilde cepheye uğurlar.
Onlar ana babalarının yiğit evlatlarıydı. Birinci Dünya Savaşı’nın karanlık yıllarında bugünkü aydınlığımız için cepheden cepheye koştular. Hicaz’da, Yemen’de, Galiçya’da, Sarıkamış’ta Çanakkale’de Allah için canlarını feda ettiler. Binlerce vatan evladı bir daha geri gelmemek üzere gitti.
Cenab-ı Hak mekânlarını cennet, derecelerini âli eylesin. Âmin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.