“Ölürsem hakkını helal etsin!..”

A -
A +
“Ben, köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı'dan bir Mecidiye borç aldıydım.  Kendisini bir daha göremedim, belki ölebilirim. Borçlu ölürsem söyleyin, hakkını bana helal etsin…” 
 
Bugünlere kolay gelinmedi -6-
Dünya harp tarihinde, o güne kadar yapılan savaşlar arasında en fazla insan kaybı Çanakkale Savaşı’nda kara muharebelerinde olmuştur. Bu kadar dar alanda, her metrekareye düşen mermi sayısının 4-5 bin olduğu ifade edilmektedir. Bu savaşta ilk defa bir kurşun bir kurşunu vurmuştur.
İki taraf göğüs göğüse süngü savaşı yaparak çarpışmış, beş yüz bin civarında insan bu kadar dar bir alanda hayatını kaybetmiştir.
Çanakkale Savaşı’nda insani ve ahlaki değerlerimizi yansıtan nice örnekler görürüz...
Savaş bütün şiddetiyle devam ederken, Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri kurulur. Burada çok sayıda hasta barınır. Öyle yaralılar gelir ki durumlarını anlatmaya kalp dayanmaz.  Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Azerbaycanlı, kimi Elazığlı, kimi Gürünlü, kimi Haleplidir. Çok sayıda yaralı getirilir.
Yaralı kahraman erlerden biri de Lâpseki’nin Beypaş köyünden Halil’di. Yarası çok ağırdı. Nefes alıp vermesi gittikçe zorlaşıyordu. Kesik kesik kelimelerle komutanına:
- Komutanım! Ölme ihtimalim çok fazla. Şu yazılı notumu arkadaşıma ulaştırıverin!  Ben, köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşı’dan bir Mecidiye borç aldıydım. Kendisini bir daha göremedim. Belki ölebilirim… Borçlu ölürsem söyleyin hakkını bana helal etsin…
Komutan onun bu sözlerinden çok duygulanır. Kanıyla kırmızıya boyanmış olan erin alnını eliyle silip saçını okşarken:
-Sen merak etme evladım, der.
Ve… Kahraman er Halil, biraz sonra komutanının kolları arasında şehit olur…
Bu arada sargı evine sürekli yaralılar getirilmektedir. Bunlardan çoğu daha buraya ulaşmadan şehit düşer. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar ve künyeler komutana ulaştırılmaktadır.
Fazla zaman geçmeden komutana yeni bir künye ve yanında bir not ulaşır. Komutan, Halil’in notundan dolayı daha gözyaşlarını silememiştir. Bu yeni ulaşan  kâğıdı  açıp içindeki notu okuyunca, olduğu yere yığılır. Ellerini yüzüne kapatıp hüngür hüngür ağlamaya başlar.
O kâğıttaki not şöyledir:
“Ben Beypaş köyünden arkadaşım Halil’e bir Mecidiye borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin. Ben ona hakkımı helâl ettim…”
İşte böyleydi Çanakkale’yi geçilmez yapan Mehmetçiğin gönül dünyası…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.