Onları görenler Allah'ı hatırlardı...

A -
A +
İsmail Hakkı Bursevi hazretleri "Ahidname" adlı eserinde, Murad-ı Münzavi hazretlerinin büyüklüğünü ve kabrini ziyaret edenlerin feyz ve bereketine kavuşacağını yazmaktadır.
 
İstanbul’daki  ziyaret yerleri -2-
Murad-ı Münzavi “rahmetullahi aleyh”: Eshab-ı kiramdan sonra İstanbul’un en büyük üç evliyasından biridir.1644'te Buhara’da doğdu. Seyyiddir yani Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) mübarek soyundandır. Bir süre ilim tahsil ettikten sonra Hindistan’a gitmiş İmam-ı Rabbanî hazretlerinin oğlu Muhammed Masum Farukî hazretlerine talebe olmuştur. Sohbetleri, bereketli nazarları ile olgunlaştı. İstanbul halkına yıllarca ilim ve edep öğretip feyz saçtı. Evliyadan Mustafa Bekri hazretleri onun hakkında "Murad-ı Münzavi ile birkaç kere görüştüm. Onun yüzünde Allah adamlarına mahsus bir nur vardı. Böyle zatları görmek büyük saadettir. Murad-ı Münzavi’yi görenler, gayriihtiyari Allahü tealayı hatırlardı" demiştir. 
Murad-ı Münzavi hazretlerinin kabri şerifini ziyaret edenler orada ruhani bir haz duyarlar. İsmail Hakkı Bursevi hazretleri de "Ahidname" adlı eserinde, bu zatın büyüklüğünü ve kabrini ziyaret edenlerin mutlaka feyiz ve bereketine kavuşacağını açıkça yazmaktadır...
Murad-ı Münzavi hazretleri 1719'da İstanbul’da vefat etti. Kabri, Eyüp-Nişanca Mahallesindedir...
          ***
Abdülfettah-ı Akri  “rahmetullahi aleyh”: Eshab-ı kiramdan sonra İstanbul’un en yüksek üç evliyasından biridir. İsmi Abdülfettah-ı Bağdadi el-Akri’dir. 1778 senesinde doğdu. Genç yaşta tefsir, hadis ve bilhassa fıkıh ilminde mütehassıs bir âlim oldu. Ayrıca  evliyanın büyüklerinden Mevlana Halid-i Bağdadî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı. Nefsinin hiçbir arzusunu yapmaz, arzu etmediği şeyleri yapardı. Haramlardan şiddetle kaçar, şüpheli  korkusuyla mübâhların fazlasını terk eder, dünyaya hiç meyletmezdi. Dertlere, sıkıntılara, meşakkatlere çok dayanıklı idi. Hocası Mevlânâ Hâlid hazretlerine hizmeti neticesinde çok faydalara kavuştu. Kendisine insanları yetiştirmek, ilim ve edep öğretmek izni verildi. 
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ilminin derinliği, evliyalığının üstünlüğü, dünyanın her tarafına yayılmıştı. Her yerden akın akın talebeler, onun sohbetine kavuşmak için geliyordu. İstanbul'dan da pek çok kimse, Bağdad'a gidip, onun talebesi olmak istiyorlardı. İsteklilerin hepsinin Bağdad'a gitmesi mümkün değildi. Bu sebeple Mevlânâ Hâlid hazretleri, Abdülfettah-ı Bağdadî'yi İstanbul'a gönderdi. Burada senelerce insanlara ilim, edep ve İslam ahlakını anlattı. 1865 vefât etti. Kabr-i şerîfi Üsküdar'da, Bağlarbaşı Caddesinde Şeyhülislâm Ârif Hikmet Beyin kabristanındadır.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.