Din bilgileri nereden öğrenilir?

A -
A +
Kur’an-ı kerîmin hakîkî manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelâm, fıkıh ve ahlâk kitaplarını veya bunlardan hazırlanmış olan ilmihâl kitaplarını okuması gerekir. 
 
Din bilgilerini öğrenmek, meâl ve tefsir okumakla değil, ancak dört hak mezhepten birine uymak ve bu mezhebe ait hükümleri öğrenmekle olur. Asırlardan beri bütün İslam âlimleri, dört mezhepten birine uymuşlar ve Müslümanların da uymaları gerektiğini bildirmişlerdir. Bunlara uymakta icmâ hâsıl olmuştur. (Eshâb-ı kirâmın, Tâbiin’in veya Tebe-i tâbiin’in, dinimizdeki bir işin hükmünde birleşmelerine, yani ‘söz birliği’ yapmalarına icmâ denir.)
İmâm-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifler Kur’ân-ı kerîmi açıklar. Mezhep imamları da hadis-i şerifleri açıklamıştır. Din âlimleri de, mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır. Tahareti, namazların kaç rekât olduklarını, rükû ve secdelerde okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekât nisâbını, orucun ve haccın farzlarını Kur’an-ı kerîmden öğrenmek mümkün değildir.
İmran bin Husayn hazretleri, (Bize yalnız Kur’andan söyle) diyene, (Ey ahmak, Kur’an-ı kerîmde, namazların kaç rekât olduğunu bulabilir misin!) buyurdu.
Hazret-i Ömer’e de, “Farzların seferde kaç rekât kılınacağını Kur’an-ı kerîmde bulamadık" dediklerinde buyurdu ki: “Allahü teâlâ bize, Muhammed aleyhisselâmı gönderdi. Biz, Kur’ân-ı kerîmde bulamadıklarımızı, Resulullahtan gördüğümüz gibi yapıyoruz. O, seferde dört rekâtlık farzları iki rekât olarak kılardı. Biz de öyle yaparız.” (Mizan-ül-kübra)
Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki: 
Fıkıh bilgilerini derin âlimler, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlardır. Bunlar ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. Müctehid olmayanların tefsirden fıkıh bilgisi öğrenmesi imkânsızdır.
Cehenneme gidecekleri bildirilen yetmiş iki fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mana anladıkları için sapıttılar. Âlimler sapıtınca, âlim olmayanların durumunun ne olacağını buradan anlamalıdır. Tefsir kitaplarını anlayabilmek için, yirmi ana ilmi, kolları olan seksen ilimle birlikte öğrenmek gerekir. Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin manalarını herkes doğru anlayabilseydi yetmişiki sapık fırka meydâna çıkmazdı. Bu fırkaları çıkaranların hepsi de derin âlim idi. Fakat hiçbiri, Nassların, yani, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin manalarını doğru anlayamadı. Yanlış anlayarak, doğru yoldan ayrıldılar. Milyonlarca Müslümânın felâkete sürüklenmelerine de sebep oldular.
O hâlde, Kur’ân-ı kerîmin hakîkî manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelâm, fıkıh ve ahlâk kitaplarını veya bunlardan hazırlanmış olan ilmihâl kitaplarını okuması gerekir. (Hadika)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.