Leyla Hanım, herkese tepeden bakardı!..

A -
A +
Kadir Sönmez iri yapılı bir adamdı. Fazla kilolarının etkisiyle sık nefes alır, sürekli terlerdi.
 
Hakan dudaklarını ısırdı ve babasına:
- Ben mutsuz olmayacağım baba! Dilek’i seviyorum. O sizin sandığınız gibi bir kız değil. Evet, belki biraz fazla serbest ama bunun zararı yok. Herkesi kendi kurallarınızla değerlendirmeyin.
Cahit Bey başını iki yana salladı:
- Ben kimseyi suçlamıyorum yavrum. Ama elmayla armudu toplamaya kalkışmak da biraz aptallık olur diye düşündüm. Ama bakarsın sen bunu harikulade bir şekilde başarırsın. Kim bilir.
- Ben Dilek’le evleneceğim baba! Bu benim son sözüm.
Cahit Bey başını salladı “peki” anlamında. Hakan iyi geceler dileyerek odadan çıkmıştı bile...
            ***
Kadir Sönmez iri yapılı, göbekli, saçları dökülmüş, kumral bir adamdı. Fazla kilolarının etkisiyle sık nefes alır, sürekli terlerdi. Uzun sıkıntılardan sonra elde ettiği servetinin kendisini ayakta tutan tek değer olduğuna inandığı için, çevresindeki herkesin analizini de sahip oldukları servete göre değerlendirirdi. Para onun için en önemli şeydi. Bir insanın manevi değerlerinin onun gözünde fazla önemi yoktu. Parası olan insan kıymetliydi.
Karısı Leyla Hanımın da ondan farkı yoktu. Sonradan gelen zenginliğin verdiği şımarıklıkla herkese tepeden bakar, kendisini asla ait olmadığı sosyal bir sınıfın içine kabul ettirebilmek için zaman zaman komik durumlara bile düştüğü olurdu. Aslında güzel bir kadındı. Büyük bir servet sahibi olduktan sonra kendisine daha fazla özen göstermeye başlamış, güzellik salonlarında uzun saatler geçirerek yeni bir görünüme sahip olmak için uğraş vermişti. Beş yıldır sarıya boyadığı saçlarını her iki günde bir yaptırır, kucak dolusu paralar vererek aldığı güzellik ve bakım malzemeleriyle aynanın karşısında zamanının çoğunu harcardı. Orta boylu, kahverengi gözlü, açık renk tenli bir kadındı. Kırklı yaşlara geldikten sonra ihtiyarlık korkusu benliğini sarmış, buna engel olabilmek için de elinden geleni yapıyordu.
Aile hayatlarındaki düzen, sınıf atladıktan sonra darmadağınık olmuştu. Hiç bilmedikleri bir sosyal sınıfın yaşantısına ayak uydurabilmek için yapmaları gereken şeyleri yaparken neleri yitirdiklerinin farkında olmadan bir rüzgâra kapılmış gidiyorlardı. Her gece bir davet, her gece bir yemekli toplantı, sabahlara kadar süren kumar partileri ile dağınık bir hayatın içindeydiler.
Dilek, bu başıboşluk içinde şahsiyetini tam anlamıyla geliştirememiş, o da aynı rüzgârın önünde sürüklenmeye başlamıştı. Şımarıklığı son safhadaydı ve onun bu eksi değerini annesi de babası da görmezlikten geliyorlar, hatta onun bu şımarık, küstah hallerinden memnun dahi oluyorlardı…
Kadir Bey kızının bir dediğini iki etmiyordu. Onun sonu gelmez isteklerine hiç itiraz etmeden boyun eğiyor, babalık görevinin bu şekilde yapılabileceğini düşünerek gocunmuyordu… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.