Her şeyi anlatıp hiçbir şey anlatmama oyunu…

A -
A +
Ekranda gördüğümde ya da yazılarına rastladığımda cinlerin tepeme çıkmasına neden olan üç isim var.
Üçü de bir dönem Fetullah Gülen'e en yakın isimlerdi. O kadar yakınındaydı ki onun adına konuşuyor, onun adına himmet topluyor, onun adına devlet kadrolarına adam sokuyordu. 
Yani kripto yapının içindeki bütün sırlara hâkim olan insanlardı. Onlara sorulmadan karar alınamıyordu. 
Gel zaman git zaman...
Örgüt içinde en tepeye oynama savaşında kimileri kaybetti ve Fetullah Gülen tarafından dışlandı. Kimileri ise 17/25 Aralık'tan sonra bile FETÖ terör örgütüne destek vermeye devam etti.
Destek ne kelime...
FETÖ'nün yayın organlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve devlet kadrolarındaki önemli isimleri aleni bir şekilde tehdit edenler bile oldu. 
Şimdi anlattıklarına bakıyorum, aklım, hafızam almıyor söylediklerini. "Nasıl yani ya!" diyerek hayretler içinde kalıyorum.
Bunlardan biri ekranda anlatıyor:
"Gülen'i hem Çiller'le hem de Ecevit'le ben tanıştırdım. O tarihten sonra Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet Teşkilatı'na falanca tarihlerde şu kadar adam yerleştirdik. Bu yerleştirme işlemlerinin tamamı benim onayımdan geçti."
Çok iyi!
"E, bu kadar adamı bizzat sen yerleştirdiğine göre isimleri ve bilgileri de vardır herhâlde" diye merak ediyorsun hâliyle. Aldığın cevap, "Şimdi hatırlamıyorum!" oluyor. 
Yahu, kimi kandırıyorsun sen arkadaşım?
FETÖ dediğin yapı, bir yere yerleştirdiği adamı 24 saat gözetim altında tutan bir örgüt. Yediği lokmayı, attığı adımı dahi sayabilen bir çete. Ve bu takibi, senin gibiler üzerinden yapıyor. O elemanı her hafta sana soruyor, bilgilerini senden alıyor. 
Ne demek hatırlamıyorum yahu?
FETÖ'ye ait her bir haltı hatırlıyorsun da sıra isimlere gelince mi hatırlamıyorsun?
Geçelim bir diğerine...
Kuruluyor ekran başına, "Gördüğüm kadarıyla, TSK'nın içinde şu kadar FETÖ'cü hâlen aktif olarak görev başında. Emniyette de hâlâ tam temizlik yapılmadı" diyerek saydırıyor da saydırıyor.
"Kim peki?" diye sorunca, verdiği cevap bir öncekiyle aynı: "Vallahi şimdi isimlerini hatırlamıyorum!"
En komiği, bunları ekrana çıkaran spikerin program sonunda bize dönüp, "Gördüğünüz gibi konuğumuz FETÖ ile ilgili çok ama çok önemli bilgiler verdi" demesi...
Yahu ne bilgisi verdi anam bacım...
Ne anlattı, kimin adını verdi? Sadece bir dönem devlet kadrolarına ne kadar hain yerleştirdiğini, devlete ve millete nasıl ihanet ettiğini itiraf etti. 
Bunun nesi önemli bilgi Allah aşkına?
Geçelim...
Biri de geçtiğimiz günlerde oturmuş bilgisayarın başına, döktürmüş de döktürmüş. 
Aktarayım yazdıklarını:
"Gülen, ABD’ye taşeronluk yaparak Kürt meselesini AK Parti’nin çözmesini istemedi. Bunun için yargı ve emniyetteki gücüyle 2010’daki KCK operasyonlarını kullandı. Çözüm süreci için Başbakan Erdoğan’ın önemli bulduğu 19 Ekim 2009’daki 34 PKK'lının Habur Sınır Kapısı'ndan girip teslim olmaları olayını fiyaskoya döndürüp AK Parti’nin aleyhine çevirdi."
Devam ediyor:
"2014’teki seçimde Erdoğan’ın adaylığını önlemek adına F. Gülen; 7 Şubat 2012 MİT krizini, 2013 Mayıs/Haziran Gezi kalkışmasını, Ocak 2014 MİT tırlarının durdurulması ihanetini tezgâhladı."
Bu bilgileri aktardığın için sağ olasın, var olasın!
Ama bütün bunlar yaşanırken sen neredeydin arkadaşım? Hadi, Erdoğan'ın bu sinsi tuzağı görmemesini anlarım. Toplumun bu oyunun farkında olmamasını da anlarım. 
Peki sen?
Fetullah Gülen ve çetesi bunları yaparken sen, en yakınındaki isimlerden biriydin. Onun adına konuşup, onun adına kararlar alıyordun. 
Yani sözlerinden belli oluyor ki herkesin 17/25 Aralık'tan sonra farkına vardığı ihaneti sen çok önceden biliyordun. Gülen'in kurduğu tuzağın da oynadığı oyunun da farkındaydın. 
İyi de...
Buna rağmen "Fetullah Gülen Hocaefendi" diyor, onu yere göre sığdıramıyor, onun adına fetvalar açıklıyor ve hatta onun adına devleti tehdit ediyordun. 
Kaldı ki biz o dönemde bunları yazarken sen, "Yok öyle bir şey, hizmet hareketine iftira atılıyor" diyordun. 
Bu söylediklerini artık kundaktaki bebeler bile biliyor. Bırakın artık her şeyi anlatıp, hiçbir şey anlatmama oyununu. Yıllar yılı FETÖ'nün dibindeydiniz. Aldığı nefesin sayısını bilecek konumdaydınız. Onun adına en ama en önemli kararları alıyordunuz.
Bize o dönemlerde birlikte neler yaptığınızı anlatın. Çiğnene çiğnene çürümüş sakıza dönen bilgileri tekrar tekrar anlatmaktan vazgeçin artık!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.