"Oyumuz Kürdistan’a..."

A -
A +

Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kabul edilmeyen CHP-HDP ittifakı, saha çalışmalarında açık bir şekilde kendini belli etmeye başladı.

Balıkesir’deki görüntüleri izlemişsinizdir.
CHP'nin Edremit Belediye Başkan adayı Selman Hasan Arslan miting meydanında konuşurken ezan okunuyor. CHP adayı, sözüm ona ezana saygı duyuyormuş gibi yapıp konuşmasına ara veriyor.
O sırada ve CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin arkasında beliriyor. Kısa bir hoşbeşten sonra milletvekili okunan ezana hakaret etmeye başlıyor. “İmam da bizimle …. geçiyor” diyor, topluluk gülüyor. O sırada duymayanlar ne dediğini soruyor, aynı sözleri tekrarlayıp bir kez daha hakaret ediyor.
Sonrası var…
Kendi aralarındaki iğrenç muhabbet sırasında söz seçimlere geliyor. CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin bu kez, tam da bizim aylardır bahsettiğimiz tehlikeye dikkat çekiyor, “Bizim oyumuz Kürdistan’a” diyor.
Belediye Başkan adayı Selman Hasan Arslan, vekilin ağzına kulağını dayayıp ne dediğini anladıktan sonra, “Haaa” diyerek gülüyor, başını tamam anlamına gelecek şekilde sallıyor.
Daha sonra bir görevli gelip mikrofonun açık kaldığını, konuşmalarının duyulduğunu söylüyor. CHP’li belediye başkan adayı parmağıyla “Susun” işareti yaparak mikrofonu gösteriyor ama iş işten geçiyor tabii…
Gerçi mikrofon açık kalmasa da biz bu düşüncede olduklarını biliyor ve söylüyorduk. Zira kendileri de pek çok kez imalı ve ağdalı sözlerle bunu dile getiriyordu.
Hendek ve çukur savaşları sırasında pek çok CHP’li isim, “Türkiye Kürtleri öldürüyor” açıklaması yapıyordu. Bu sözlerle tatmin olamayan bir vekil ise “İsrail Filistin’de Müslümanları nasıl öldürüyorsa, Türkiye de Güneydoğu’da Kürtleri öyle öldürüyor” diyordu.
Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Akkuş İlgezdi isimli milletvekilleri YPG’lilerin taziyelerine katılıp gözyaşı döküyordu.
Selin Sayek Böke isimli milletvekili, “Bizim elimizde YPG’nin terör örgütü olduğuna dair herhangi bir bulgu ve kanıt yok” diyordu. Kemal Kılıçdaroğlu da “YPG terör örgütü değil, ülkesini korumak için mücadele eden bir örgüttür” diyerek onun açıklamalarına destek çıkıyordu.
Adam daha geçen hafta ekranda, “YPG Türkiye’ye mi saldıracak. Hayır efendim, ne alakası var” diyerek teröristlerle el ele kol kola olduğunu tekraren dile getirmişti.
Anlayacağınız bugüne dek duyabileceğimiz her şeyi duyduk, görebileceğimiz her şeyi gördük. Duymadığımız bir tek “Kürdistan” kalmıştı. Allah içlerini dışlarına çıkardı, onu da kendi aralarında konuştuklarını sanıp Türkiye’ye ilan ettiler.
Bundan sonrası, “Vay efendim ben yurtseverim, ben vatanseverim, ben Atatürk’ün askeriyim” diyen CHP’lilere düşer. Bundan sonra ya bu partiye oy vermeyecekler ya da bu partiye bile isteye oy verip, ardından da “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” gibi, “Onuncu Yıl Marşı” gibi marşları söyleyemeyecekler...
Netice itibarıyla şu yaşananlardan sonra eşekler bile, bizzat CHP’yi yönetenlerin bu ülke için beka sorunu hâline geldiğini anlamıştır.
CHP’ye oy verenler anlamıyorsa o da kendi bilecekleri iş!..
Ve bence bu noktadan AK Parti’ye kırgın ve küskün olanlara “Bu ülkede beka sorunu var” hatırlatması yapılmasına da “Gel etme, eyleme. Oyunu AK Parti’ye ver” denmesine de gerek kalmadı.
Eğer tüm bu yaşananlara rağmen, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Bahçeli’yi bir kenara atıp, Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener’e koşacaklarsa, açın yollarını buluşsunlar. 
Eğer bu iğrenç zihniyete güvenip Erdoğan’ı cezalandıracaklarsa, eğer patlıcana karşı PKK’yı, patatese karşı YPG’yi tercih edeceklerse bırakın etsinler.
Eğer EYT hakları verilmedi diye, eğer istedikleri zamlar yapılmadı diye, eğer kazançları birazcık azaldı diye teröristlerle iş birliği yapan partilere yanaşacaklarsa, Allah onları birbirlerine hayırlı eylesin.
Bizler; Allah için, vatan için, bayrak için, şehitler için ve dünyanın dört bir yanında zulme maruz kalan mazlumlar için üzerimize düşen uyarı görevini yerine getirdik.
Anlamadılarsa ne yapalım.
Eskiler, “Bir musibet, bin nasihatten evladır” demiş. Demek ki o musibeti yaşamadan aklımız başımıza gelmeyecek.
Ve bence “Cumhur İttifakı bu seçimde yenilecek mi?” diye endişe etmeye gerek yok. AK Parti ve MHP bir dava partisidir ve öyle kalacaktır. Birilerinin istikametini kaybetmesi, paraya, pula tamah etmesi AK Parti’nin bir dava partisi olduğu gerçeğini değiştirmez.
Hep söylediğim gibi, Hak davasında yenilgi yoktur, imtihan vardır. Biz öyle ya da böyle bu imtihanı da geçeriz…

 
            Diktatörün ülkesi...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim’de yapılan yürüyüşü izlediniz değil mi? Binlerce kadın İstiklal Caddesi’ni hıncahınç doldurmuş ve sözde kadın hakları konusunda duyarlılık kasıyor.
Büyük bir kısmı önce koro hâlinde ve anıra anıra Recep Tayyip Erdoğan’a uyarladıkları sloganlar atıyor. Ellerindeki mide bulandırıcı cinsel içerikli pankartlar ise en az kendi suretleri kadar iğrenç.
Buraya yazmak hayâ ve edep ister.
O sırada ezan okunuyor ve bu ucubeler, okunan ezanı susturmak için ıslık çalmaya başlıyor. Yuhalayanlar, küfredenler, çığlık atanlar ve düdük çalanlar ezan okunmaya devam ettikçe âdeta öfke nöbetleri geçiriyor. Bütün bunlar azılı diktatör denilen adamın ülkesinde yaşanıyor.
İçimden bazı şeyler söylüyorum ama buraya yazmayacağım!
Ayıp olur!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.