Militanın karşısındaki mücahit!

Zaman zaman karşılıklı tartışma yaşadığım kişilere, "AK Parti bir siyasi parti değil, bir dava hareketidir" dediğimde, "Neymiş o dava, anlatsan da biz de bilsek" şeklinde alaycı sorulara maruz kaldığım oluyor.

Sorunun sahiplerine dilim döndüğünce anlattım, bir kez de buradan anlatayım.

100 yıllık ömrünün sonunda evlat sahibi olup ve fakat gelen ilahi emir üzerine o evladının boynuna hançer sallayan Hazreti İbrahim'in sarsılmaz davasıdır bizim davamız.

Hira'da "İkra" ile başlayan Allah kelamını her türlü zulme ve baskıya rağmen dünyaya duyuran Muttalip'in yetiminin davasıdır bizim davamız. 

"Kureyşliler size karşı bir ordu toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde hep bir ağızdan, "Hasbünallahü ve ni'mel vekîl. Bize Allah yeter, o ne güzel vekildir" diyen "sahabeyi kiram"ın imanıdır bizim davamız.

7 bin kişilik ordusu ile Endülüs kapılarına dayandıktan sonra kendilerini taşıyan gemileri yakan ve ordusuna dönüp, "İşte gemilerle birlikte geri dönüş umutlarınızı da yaktım. Bundan böyle karşımızda deniz gibi düşman, ardımızda düşman gibi bir deniz vardır. Rüyamda… Rüyamda Allah Resulünü gördüm! Korkmadan devam etmemizi emrediyordu! Ona itimattan daha büyük onur olur mu? Bu ülke bize verildi, anlayın bunu ve belki de çok daha öteleri. Bu yolun sonu Cennet-i Âlâ'dır. Saflarınızı sıkı tutun ve benden ayrılmayın!" diyen Tarık bin Ziyad'ın inancı ve korkusuzluğudur bizim davamız.

Malazgirt'te Haç'ın üzerine düşen Hilal'in gölgesidir. Anadolu'yu bize yurt yapan Alparslan'ın hikâyesidir bizim davamız.

Henüz 21 yaşında bıyıkları terlememiş Mehmet'e çağ kapattırıp çağ açtıran, bin yıllık Bizans'ı tarihin çöplüğüne attıran sevdadır bizim davamız.

Diline, dinine, ırkına ve cinsiyetine bakmaksızın dünya üzerindeki bütün zalimlerin karşısında, bütün mazlumların yanında durabilmektir bizim davamız. Yerküre üzerinde zulmün tezgâhından geçen her kim var ise onun imdadına koşmaktır. 

'Kızılelma'dır bizim davamız...

Görev emrini alır almaz yumruğunu sıkarak darbecilerin üzerine yürüyen, bir beylik silahı ve birkaç kurşunuyla darbenin gidişatını değiştirdikten sonra Hakk'a yürüyen Ömer Halisdemir'in davasıdır bizim davamız.

Mesele vatan olunca, mesele bayrak ve toprak olunca yalın ayak ve çıplak ellerle tankların önüne koşan 253 vatan evladının davasıdır bizim davamız.

15 Temmuz gecesi ölüm üzerine çığlıklar atarak gelirken abdest alıp "Sefer Namazı"na duran, "Yurt dışına çık" dediklerinde, "Ben öleceksem vatanımda ölürüm" diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın Allah'a koşulsuz şartsız teslimiyet davasıdır bizim davamız...

Sözü şuraya getireceğim.

AK Parti İstanbul İl Başkanı'nı, daha doğrusu hak davanın sancağını taşıyacak olan ismi seçti. 

Adı Osman Nuri Kabaktepe...

Bilinsin ki adını üç-beş gün önce duydum. Kendisiyle yolda bile karşılaşmışlığım yoktur.

Tanımam.

Ancak taraflı tarafsız herkesin anlattığından ve bizzat elde ettiğim bilgilerden yola çıkarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. AK Parti'nin son yıllarda İstanbul için aldığı en isabetli karar, Osman Nuri Kabaktepe'ye görev vermesidir. Parti tabanında ve teşkilatlarında son yıllarda bu kadar heyecan oluşturan biri olmamıştı.

Dahası...

Canan Kaftancıoğlu gibi militan birisinin karşısına davası için ölümü göze alacak "mücahit" koymak gerekiyordu. 

O mücahit Osman Nuri Kabaktepe'dir. 

Kendisine bir kardeşi olarak naçizane diyeceğim şudur:

Sayın Kabaktepe...

15 Temmuz gecesi şehadetle savunulan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde 31 Mart seçim gecesi havaya kalkan bira kutuları var ya...

O bira kutuları AK Partililerin yüreğindeki dinmeyen sızıdır.

Gayrı bundan böyle size yatak döşek yüzü görmek haramdır. Durmak, dinlenmek haramdır! 

Ülkesi, bayrağı ve toprağı için görev sınırlarının üzerinde bedeller ödeyen dava adamlarının hatırına o sızıyı dindirmek sizin boynunuzun borcudur. Vereceğiniz mücadelede size destek olmak ve sizi savunmak da bizim namus borcumuzdur.

Ve yaptığınız konuşmalara bakarak, davasına inanan herkes adına şunu gönül rahatlığıyla söylemek isterim. 

Evet, size inanıyoruz.

Başaracak ve İstanbul'u geri alacaksınız.

Çünkü mücahitlerin, militanlar karşısında kaybettiği görülmemiştir!..