Çocuğu olmayan okumayabilir!

A -
A +

Eğer öğrenim çağında çocuğunuz yoksa, Eğer, ÖSS'ye ve de Anadolu benzeri liselerin sınavlarına katılacak öğrenci velisi değilseniz, Eğer, herhangi bir okul, dersane veya eğitim kurumuyla ilginiz yoksa, bu yazıyı okumanıza gerek yok. Çünkü bu hatıra, sadece eğitimle iç içe olanları ilgilendirecek... Necmi, bir ahbabımın oğluydu. Zavallı iki sene önce lise terk olarak okuldan ayrılmıştı. Herkesin aptal dediği Necmi'nin annesi babası haklı olarak üzülüyordu. Okumayan ya da okuyamayan çocuk gerçekten aptal mıydı? Geçen bayramda elimi öpmeye gelen Necmi'ye iş olsun diye sordum: -N'aber Necmi, ne yapıyorsun? -Okuyorum amca. Şaşırdım. Dalga mı geçiyordu bu çocuk? Ailesinin onca gayretine rağmen okuldan nefret eden, en sonunda da lise ikiden terk olan Necmi mi söylüyordu bunları? Ama baktım çok ciddiydi. -Liseyi dışarıdan bitiriyorum. "Bre oğlum madem okuyacaktın niye liseyi terk ettin? Madem terk ettin şimdi nerden çıktı bu okuma aşkı?" diyecektim vazgeçtim. Bu işin sırrını sordum. Dedi ki: "Stratejik Bilimsel Ders" çalışıyorum artık. Yani artık "sıfırlıyorum." Bak seen... Bu Necmi değişmiş. Ders deyince tüyleri diken diken olan oğlan, şimdi kendinden emin okumaktan söz ediyor. Oğlanın bu konuşması bayram sohbetimizin konusunu da değiştirdi iyi mi? Neydi bu "sıfırlama"? Onu da açıkladı Necmi: -Amca sıfırlama demek ne biliyor musun? Sınavda hatayı sıfıra indirmek demek. Örneğin matematik dersini sıfırladım demek, artık o dersteki konuları çözerken sıfır hata yapıyorum demek. Artık ders çalışmak bana zevk veriyor. Çünkü ders çalışmanın tekniğini biliyorum. Sınavlara gitmek lunaparka gitmek kadar zevkli ve sıradan geliyor. Okuma sevinci geldi. Şimdi liseyi dışarıdan bitireceğim. Bütün derslerde başarılıyım. Üniversiteyi de çok rahat kazanacağım. Bana artık ailem de çalış diye söylemiyor. Ben kendi kendimi motive etmenin sırrını öğrendim. Şimdi ders zamanı ders çalışıyor, sonra normal hayata devam ediyorum. Yani ders benim hayatımın sadece bir parçası. Artık dersten sonra eğlenmeye de zaman buluyorum, uyumaya da, arkadaşlarımla sohbet etmeye de. Meğer biz eskiden ders çalışmıyor eziyet çekiyormuşuz. -Oğlum bu müthiş bir şey. Biz çocuklara ders çalışsınlar diye yalvarıyoruz be. Dövüyoruz olmuyor, seviyoruz olmuyor. Ders dedim mi öcü görmüş gibi oluyorlar. Sen bu işi nerden öğrendin? Bana adresi verdi. İstanbul Bakırköy'de "Dolunay, Sınavlar ve Aile Eğitim Danışmanlığı, 0212 660 66 80." Gidip görüştüm kendileriyle. Dedim ki; -Arkadaş siz kimsiniz. Okulu terk eden öğrenciyi bile okumaya sevdalandıracak sırrınız nedir? Güldü ismi Davut olan öğretmen ve dedi ki: "-Beyefendi, biz bu çalışmayı on yıldır sürdürüyoruz. Bu sistemi daha önce özel dershanelerde öğretmenlik yaparken öğretiyorduk. Öğrenciler çok başarılı oldular. Baktık ki öğrenciye bu tekniği öğretmek, ders öğretmekten daha faydalı. Sonra bunu sistemleştirdik. İki senedir de kendimize özel bir merkez açtık. Bizi içledeki dershaneler ve öğrenciler tanıyorlar. Halen bazı dershaneler bize bu konuda teklif sunuyor, gidip öğrencilerine bu sistemi öğretiyoruz. Ben hayretle suratına bakmaya devam etmiş olmalıyım ki, "Öğrenci olmadığınız için bazı şeyleri anlatmamız zaman alabilir. Ama bizi en iyi öğrenciler anlıyor. Şu kadarını söyleyelim ki, günümüzde bütün okullarda, dershanelerde öğrenciye "ders" çalıştırılıyor. Biz öğrenciye ders çalıştırmıyoruz. Biz öğrenciye ders çalışma tekniğini öğretiyoruz. Bu tekniği alan öğrenci artık kimsenin yardımına ihtiyacı olmadan kendi kendine, hiç zorlanmadan zevkle ders çalışıyor ve hep başarıyor." dedi. Bu öğretmenleri geliştirdikleri bu sistemden dolayı tebrik ediyor, bütün öğretmenlerle, özel dershanelerle, okullarla bu konuyu konuşmaya bu bilgiyi herkesle paylaşmaya hazır olduklarını buradan söylüyorum. Bu ülkenin böylesi sistemler üretebilen başarılı öğretmenleri olduğu için de seviniyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.