Abdülhamid Han'ın aradığı adam

A -
A +
“Hünkârım, bendenizin bir tek gönlü vardı, onu da amcanız cennetmekâna verdim...”   Sultan II. Abdülhamid Han, çevresine güvendiği adamları yerleştirmek istiyordu. Padişahına bağlı, vatansever, dürüst ve cesur insanlar arıyordu. Birden aklına bir isim geldi. Sultan Abdülaziz’in zamanında kendisine yol vermeyen, “ben veliahdım” sözüne de “ben, veliaht meliaht dinlemem. Ben, padişahın adamıyım. Sadece onu tanırım” diyerek cevap veren, padişahına bu denli sadakatle bağlı olan zabiti hatırladı. Bu isim yakın tarihimizin önemli şahsiyetlerinden biri Çorumlu devlet adamı Yedi Sekiz Hasan Paşa’ydı... Askerî erkân arasında hep onu aradı. Sonunda onu, İstanbul’daki Divan-ı Harpte yargılananlar arasında gördü. Bu hâle düşmesine üzüldü. Yargıya müdahale etmeyi düşünmedi, sonucu beklemeye karar verdi. Yedi Sekiz, mahkemede berat edince en çok Sultan II. Abdülhamid Han sevindi. II. Abdülhamid, amcası Sultan Abdülaziz Han zamanında Beşiktaş muhafızı olan, padişah tahttan indirilirken ilk iş olarak makamından alınıp tesirsiz hâle getirilen Hasan Paşa’yı huzuruna çağırdı. Ona; “Bilirim Paşa, amcama sadakatle gönülden hizmet ettin. Aynı hizmeti, aynı şekilde ve gönülden benim için de ifa etmeni bekliyorum” dedi. Hasan Paşa, hem akıllı, hem mert, hem de saygılı bir adamdı. “Hünkârım, dedi, bendenizin bir tek gönlü vardı, onu da amcanız cennetmekâna verdim. Bu gönlün tek sultanı Abdülaziz Han’dır. Ancak zat-ı şahaneleri ayn-ı devletsizin, devletin ta kendisi. Bu itibarla gönlümüz amcanızın da olsa Türklerin padişahı ve Müslümanların Halifesi olan zat-ı şahanelerine hizmet, boynumuzun borcudur. Bizden size zarar gelmesi mümkün ve muhtemel değildir. Tasavvur bile edilemez." Sultan II. Abdülhamid, uzun uğraşlardan sonra Hasan Paşa’yı ikna etmeyi başardı. Onun için en uygun yer olarak Beşiktaş bölgesini düşünüyordu. Zira Beşiktaş, Padişahın oturduğu Yıldız Sarayı ile Dolmabahçe, Çırağan ve Fer’iyye Saraylarını da içine alan hareketli bir yerdi. Beşiktaş Zaptiye Karakolu kumandanlığı da her babayiğidin harcı değildi. Bu göreve gelecek olanın, her şeyden önce padişaha yürekten bağlı olması gerekirdi. İşte Hasan Paşa da bağlılığı, cesareti ve cüssesi ile bu makam için biçilmiş kaftandı. Onun için II. Abdülhamid Han, onu tekrar Beşiktaş Muhafızlığı görevine iade etti. Onu rütbe olarak Ferik (korgeneral) rütbesiyle Beşiktaş Muhafızlığı görevine başlattı... Ruhları şad olsun...          Ethem Erkoç-“Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa ve bir devrin hikâyesi”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.