Gönül mü ideal mi?

A -
A +
Doris’i, seviyordur da… Belirlediği hedefe ulaşmak için, mecburdur yurda dönmeye...
 
Kemaliyeli Hüseyin, Almanya’da işçi olarak beş yıl çalıştıktan sonra, yurda dönmeye karar verir.
Günlerce düşünür taşınır. Hemşehri kahvesine gidip sevdiği ve inandığı arkadaşlarıyla konuşup onların da düşüncesini alır.
Sonra da kesin dönüş yapmaya karar verir… Bir hedefi vardır onun, bir ideali…
Nedir hedefi?.. Hüseyin’in hedefi üniversitede okumak... Üniversitede okuyabilmek için lise mezunu olup sınav kazanması gerekir ki, O’nun bırakın lise diplomasını, ortaokul diploması bile yoktur. Bir köy ilkokulu diploması vardır yalnızca.
Önemli değil. Kararını vermiştir o. Önce ortaokulu bitirecektir; dışarıdan sınavla, sonra liseyi… Evet, karar verir ve yapacaktır bunu! Yapacak da bunu Doris’e nasıl söyleyecek?.. Doris kim mi? O zamana kadar evlenme konusu hiç konuşulmasa da her ikisinin de gönlünden evlenmek geçen bir Alman kızı…
Zaten bu niyetle Doris, Türkiye hakkında geniş bilgi edindiğini, İstanbul’da bir ömür birlikte yaşayabileceğini anlatmıştır arkadaşına. Arkadaşı da seviyordur Doris’i, seviyordur da… Belirlediği hedefe ulaşmak için, mecburdur yurda dönmeye. İşte bunun için, mecburdur Doris’ten ayrılmaya.
Doris, Almanya’da doğmuş, üniversiteyi bitirip köprü mühendisi olmuş, kazancı bol olan belirli bir seviyede hayatı olan bir kızdır… İstanbul’da kendisini bekleyen sıkıntılı hayata tahammül edemez; diye düşünür Hüseyin... Evlenip de birlikte dönseler İstanbul’a, ailesiyle bir arada oturamazlar ona göre… Ah bu ön yargı… Ah bu niyet okumak yok mu? Kendi kendine kurmaya devam eder kafasında…
Ayrı ev tutsalar benim gücüm yetmez diye düşünür… Birlikte kalmaya çalışsalar aileler arasındaki kültür farkı, tahsil farkı o yıllarda kolay kolay aşılabilecek şey değildir.
Bu konuyu kendi kendine enine boyuna düşünüp dursa da bir sonuca ulaşamaz... Çözümü onsuz dönmekte bulur istemeden de olsa… Gönlü nasıl razı olmuştur derseniz idealleri gönlüne zor da olsa ağır basar Hüseyin’in…
Buraya kadar tamamdır… Kendi kendine vermiştir kararını… Tamam da bu kararı Doris’e nasıl söyleyecektir? Onu kırmadan üzmeden nasıl anlatacaktı bu durumu?
Hafta sonu Doris’le buluşacaklardır. Birlikte bir yemek yedikten sonra sakin bir şekilde konuşmayı düşünür.
Buluşup bir lokantaya giderek yemek yerler. Sıkıntılıdır Hüseyin. Lokantadan çıkarken, “Hiç neşem yok” der. Doris, Hüseyin’in büyük bir derdi olduğunu anlar. Ama ne? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.