Kuş bakışı İnegöl’ü seyrettik...

A -
A +
“İnegöl’e dönüşte arabayı bir tamirciye götürüp kabloları elden geçirtmemi söyledi...”
 
 
Komşumuzun köyüne yaptığı iftar davetini kırmayıp İnegöl’den hareket etmiştik ama yolda benim eski model otomobil arıza yapmasın mı? Ne yapsam ne etsem bir türlü çalıştıramıyordum. Tek tesellimiz köye de az kalmıştı.
Hava çok sıcak olduğu için diğer üç yolcuyu yani abimi, bizi iftara davet eden komşumu ve kızını “siz gidin” diyerek köye göndermek istedim her ne kadar onlar beni arabanın başında yalnız bırakıp gitmek istemeseler de…
Ama zaten köy yakındı ve sıcakta beklemenin bir anlamı olmayacaktı...
Komşumuz yakın akrabalarından birisinin tamirci olduğunu söyledi. “İnşallah köydedir” dedi. “Orada ise onu mutlaka gönderirim” dedi.
Onlar köye gittiler. Ben arabanın içinden çıkıp bir ağacın gölgesinde serinlemeye başladım...
Abim ve komşular 20 dakika sonra köye varmışlardı. Aradan 5-10 dakika geçmişti ki köyden bir gencin bize doğru geldiğini gördüm. Bu gelen galiba komşumuzun tamirci akrabası olmalıydı.
Genç on dakika sonra yanıma geldi. Kısa bir tanışma faslından sonra önce bir arabayı dıştan inceledi. Sonra kaputu açtı ve motor kısmını incelemeye başladı... Aküyü radyatörü bujileri inceledikten sonra bazı kabloları çıkardı tekrar taktı ve hepsini iyice bir bezle temizledi... Sonra direksiyona geçti oturdu. Kontağı ilk çevirmesinde araba çalışıverdi. Hem ben hem o çok sevinmiştik. Ona çok teşekkür edip arızanın nereden kaynaklandığını sorduğumda sıcaktan bazı kabloların esneyip gevşediğini ve az da olsa motorun hararet yaptığını belirtti... Sonra da İnegöl’e döndüğümde arabayı bir tamirciye götürüp bütün kabloların bir elden geçirtmemi söyledi.
Neyse ki arabam çalışmış ve çabucak köye varmıştık. Ancak vakit neredeyse ikindiyi bulmuştu. Kısa bir istirahatten sonra gittiğimiz komşumuz ve ev sahibiyle beraber hem dolaşmak ve hem de vakit geçirmek için önce köy içinde biraz dolaştık. Sonra köyün üstüne güzel bir tepeye çıktık. Buradan hem Uludağ’ın etekleri hem de İnegöl kuş bakışı çok net ve çok güzel görünüyordu...
Uludağ’ın zirvesinde hiç erimeyen karları yine Uludağ’ın eteklerinden doğup İnegöl’ü besleyen her mevsim çağlayarak akan dereyi, zirveye yakın uçsuz bucaksız ormanları ve yeşilin her tonunu taşıyan köyün etrafındaki yeşilliği zevk içinde bir saate yakın seyrettik, temiz bir hava aldık... İyice etrafı seyrettikten sonra yavaş yavaş iftar saati de yaklaşmıştı... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.