Bu gidişin bir dönüşü var...

A -
A +
“Yolda araba arıza yapsa da tamirci gelmiş çalıştırmıştı. Ama bu gidişin bir de dönüşü vardı...”   İftar daveti sebebiyle hareket ettiğimiz köye yolda aracımız arıza yapsa da tamirci gencin yardımıyla ulaşmıştık... Hoş da bir karşılama oldu gerçekten. Hava güzel ve sıcak olduğu için evin içine değil dışarıda bahçeye sofra kurmuşlardı. Temiz köy havasının etkisiyle etrafa yayılan nefis yemek kokuları iştahımızı bir kat daha artırıyordu. Sofrada yok yoktu, çok güzel donatılmıştı. Her şey doğal ve bizzat köyde yetişen katkısız gıdalardı. Akşam ezanını dinledikten sonra büyük bir iştah ve neşe içinde iftara başladık. Ev sahibi yemekten sonra çay içmemizi, teravihi orada kılmamızı; hatta sahuru da yapıp ertesi gün İnegöl’e dönmemizi söylüyordu. Biz ısrarla teşekkür ederek sadece çay içip teravihi İnegöl’de kılmak istediğimizi söyledik. Nihayet iftar bitmiş birer bardak çay içmiştik. Bu arada köy öğretmeni hemşehrimiz Fehmi Hoca da bizimle beraber İnegöl’e gelmek istediğini söyledi. Gelişte dört kişiydik dönüşte beş kişi olduk. Ben, abim, komşum, komşumun kızı ve Fehmi öğretmen. Köyden ayrılırken teravihe yarım saate yakın bir zaman vardı. İnegöl’e namaza rahatlıkla yetişebileceğimizi düşünüyorduk. Beş kişi arabaya doluşmuştuk. Meğer ben acemi olduğunu bilmeyen bir acemi şofördüm; bunu sonradan anlayacaktım. Dönüş yolumuz gündüz geldiğimiz yoldan farklıydı. Giderken hep yukarı Uludağ’a doğru rampa çıktığımız hâlde dönüşte hep yokuş aşağı inecektik. Acemi ve tecrübesiz olmam dolayısıyla “nasıl olsa iniş yolu” diyerek arabayı vitesten atmıştım. Sadece araba hızlandıkça frene basa basa hızımı dengeliyor ve bu şekilde aşağıya doğru iniyordum. Köyden ayrıldıktan 5-6 dakika sonra başka bir köyden geçecek 3-5 km’lik virajlı yolu tepe aşağı indikten sonra Cerrah kasabasına ve sonra da İnegöl e varacaktık. Gideceğimiz bu kısa yoldan ilk defa geçeceğim için hem yolu bilmiyorum hem de neresi keskin viraj neresi düzlük olduğunu kestiremiyordum. Hem de vakit artık gece idi… Aşağısı hem yüksek bir yamaçtı hem dere boyunda büyük bir baraj vardı. Acemilik işte… Ben hâlâ arabayı vitesten atmış yokuş aşağı inmeye devam ediyordum. Bugün bile aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.