"Bir de başka doktora görünelim"

A -
A +
“Dört başı mamur bir tahlil tetiktik ne varsa yapmaya başladılar. Saat de ilerliyordu...”
 
 
Rutin kontrol için gittiğimiz özel hastanede doktor eşime hemen ameliyat olacak deyince şaşırmış razı olmak istememiştim ama doktor “hastanız ölür” deyince korkup ertesi gün saat 11.00’e randevu işlemi yaptırıp hastaneden ayrıldık.
Ama sinirimiz allak bullak, morallerimiz altüst olmuş hâldeydi. Bir saate baktım, 14.00 olmuş. Sabah saat dokuzdan öğle ikiye kadar hastanede gergin bir şekilde bu korkunç sürprizi yaşamıştık. Kolay değildi.
Hastaneden çıkıp eve giderken hatırıma geldi. Eşimin devlet hastanesinde çalışan kardeşi vardı. Dedim ki:
-Hanım kardeşini arayıp kendisine bu durumu anlatıp bir bilgi istesek mi?
Dedi ki eşim:
-Bu sürpriz bir durum ağabeyime söylemeyelim. Madem randevu alındı ameliyat olacaksak da olalım.
Bunun üzerine devlet hastanesine gitmekten vazgeçtik. Ama benim içim içimi yiyor. Bu iş nasıl oluyor da böyle ansızın oluyor? Neden sebep belli olmadan, teşhis nedir söylenmeden acil ameliyata alınıyoruz?
Dedim ki hanıma:
“Hanım saat 14.00. Bak şurada bir özel hastane daha var. Nasıl olsa yarın saat 11.00’e randevumuzu aldık. O zamana kadar vaktimiz var. Bir de o hastaneye gidelim. Bir de orada bir hekime görünelim.
İş yerim zaten bu iki hastane arasındaydı. Hanımla birlikte bu defa öteki özel hastaneye gittik.
İçeri girdik. Dedim ki:
-Kadın Doğum konusunda tecrübeli bir hekiminiz var mı?
-Var beyefendi, dediler.
-Muayene olmaya geldik, dedim.
Müracaatımızı aldılar. Kaydımızı yaptılar ve muayeneye gittik. Kendilerine durumu anlatıp teyit için bir de kendilerine geldiğimizi söyledik.
Bunun üzerine bize dört başı mamur bir tahlil tetiktik, ultrason ne varsa yapmaya başladılar… Bu arada saat de ilerliyordu… Baktım saat 17.00 olmuş. Hastaya yardımcı olan sağlık çalışanı hostese dedim ki:
-Bak kızım biz yarın saat 11.00’de ameliyat olacağız. Randevu alındı. Hatta girişimizi yaptık. Biz buraya durumu teyit etmek için, kafamızdaki soru işaretlerini çözmek için geldik.
Şimdi ikiden beşe kadar tahlil tetkik yaptırıyoruz ama sakın hoca bizi bırakıp gitmesin!
-Yok efendim, hoca sizi odasında bekliyor, dedi. Hatta ekledi:
-Hoca bu saate kadar da zaten sizin için bekledi.
Teşekkür ettim. Tahlil ve tetkikler elimizde gittik hocanın yanına. Zaten hoca da bilgisayardan görüyormuş:
-Hocam nedir eşimin rahatsızlığı veya derdi? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.