Rüyalarda yaşamak istedim...

A -
A +
“Rüyalarda yaşamak istiyordum. Gerçi uzun sürmedi gerçek annemin kim olduğunu öğrenmek..."
 
Hayat bazen karşınıza çok acı sürprizler çıkarır. Benim sürprizim de on sekiz yaşında çıktı karşıma… O yaşa geldiğimde anladım öz annem bildiğim kadının üvey annem olduğunu. Hem de bir tesadüf sonucu öğrendim. İnanmak istemesem de duyduklarıma inanamasam da duymuştum işte. Dünyam başıma yıkıldı. Hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Bu duyguyu kelimelerle anlatamam ve kimsenin de yaşamasını istemem.
Mobilya atölyesinde çalışırken dalıp gidiyordum. Ama bu öyle acı ki… Öyle ıstırap verici bir duygu ki kelimelerle anlatılmıyor. Bir atom bombasının yıkıcı etkisinden sonra bir de yakıcı etkisi gibi etki bırakıyor… O da beraberinde yürekte yanmaya başlayan anne hasretinin acısı…
Öyle ya, öz annem bu değilse o zaman kim?
İş yerinde çalışırken herkes bendeki bu ani değişikliğin sebebini sorsa da kimselere diyemiyordum ki… Desem kimi ne ilgilendirirdi ki?
Ama öz annemin kim olduğunu merak etmeye başladım. Bu arada “annem” dediğim üvey anneme karşı buz gibi oldu duygularım. Hâlbuki onun bana karşı hissiyatında bir değişiklik yoktu. Ama benim annem o değilse öz annem kimdi ve neredeydi? Bunu bulmalıydım.
O günden sonra öz annem süslüyordu hayallerimi? Onu hayal ediyordum. Gece rüyalarımda küçücük bir çocuk olup yeniden annemin kollarında başlamak istiyordum hayata. Annemin muhayyel ellerini öpüyor, onun muhayyel göğsüne yaslanıyor onun beni öpüp koklamasını arzuluyordum bir çocuk gibi…
Artık gerçek hayat zehir olmuştu bana… Rüyalarda yaşamak istiyordum. Gerçi uzun sürmedi gerçek annemin kim olduğunu öğrenmek… Araştırıp işin aslını öğrendim ki ben altı aylıkken annem ve babam anlaşamayıp ayrılmışlar. Ağabeyim de sekiz yaşındaymış. Beni Keçiören kimsesizler yurduna vermişler. Orada büyümeye terk edilmişim.
Öz annem Avustralya’da yaşamaya başlamış. Orada tekrar evlenmiş hatta bu evlilikten üç kızı olmuş. O yıllarda cep telefonu yoktu. Adresini bulunca kendisine mektup yazıp milletlerarası telefonla iletişim kurmak istediğimi söyleyip sonunda amacıma ulaştım ve telefonla bir kez görüştüm. Sesi bir tuhaftı… Bana davranışı bir tuhaftı ama hiçbirini kafama takmamıştım. Anneme olan hasret daha bir alevlenmişti...
Bu duygu durum değişiklikleri benim psikolojimi bozdu. Hayatı anlamakta zorlanır olmuştum. "Yalan söyleyen tarih utansın" dedikleri gibi kendi hayatımı yeniden öğreniyordum. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.