Y Kuşağı gençlik mi?

A -
A +
“Onu da okudum. Şeyhoğlu Mustafa 1401 yılında tamamlamış. Hepsini inceliyoruz...”
 
Geçen gün bir toplu taşıma aracında, yer açılınca yanına oturduğum bir genç ki, yaşı 25 en fazla 30 idi. Y Kuşağı dedikleri gençlerden… Toplumun %35’ini oluşturduğu söylenen kesimden… Okumakta olduğum gazetedeki bir köşe yazının bir paragrafının altını çizdiğimi görünce göz atmış, hiç çekinmeden sordu: “Okuduğunuz gazeteyi öğrenebilir miyim?” Gazetemin ismini söyledim ardından da ekledim.
“Şu anda bu gazeteyi okuduğuma bakmayın, bir eğitimli insanın hemen her görüşten gazete ve köşe yazarlarını okuması gerekir.”
“Biliyorum” dedi, hiç mahcupluk duymadan ve ekledi: “Ben Siyaset Bilimi son sınıf öğrencisiyim.” Sevindim böyle rahatlıkla iletişim kurabilen bir gençle tanışmış olmama. Dedim ki kendisine:
“Çok güzel bir alan seçmişsiniz. Size önerim, İbni Haldun’un eserlerini…” Sözümü tamamlamama bile fırsat vermedi: “Okudum” deyip sıralayıverdi:
“Altı bölümden oluşan Mukaddime eserinden başka mantık ve matematik üzerine de eserleri var, inceledik.” Sanki bilgi yarıştırır duruma düşmüştüm ama yine de söyleyeyim dedim:
“Yine Mercimek Ahmet’in Kâbusnâmesi.”  “Okudum.” “Kenzü’l Küberâ, Mehekkü’l Ulemâ.” “Onu da okudum. Şeyhoğlu Mustafa 1401 yılında tamamlamış. Hepsini bölüm bölüm inceliyoruz.” Dedim ki:
“Ne güzel… Siz pırıl pırıl gençler bizim geleceğimizsiniz… Sizlerle gurur duyuyoruz.” Bu cevap karşısında gülümseyip “sağ olun” demesini bekliyordunuz değil mi?
“Biz sizinle gurur duyamıyoruz maalesef” deyiverdi… Benim şaşkınlığımı belli etmesem de yutkunmama aldırış etmeden gerekçesini sıraladı:
“Çünkü siz bize sizinle gurur duyabileceğimiz bir gelecek bırakmadınız!”
Sustum… “Haklısınız” diyerek sustum… O devam etti:
“Ben şu an iki üniversiteyi aynı anda bitirmek üzereyim. Ana dilim hariç üç dil biliyorum. Ama henüz staj yapabilecek bir kurum bulamadım, bulamıyorum. Eğer bu şekilde mezun olursam diplomalı işsizlerden birisi olacağım...”
Bir ağabeyimin yıllar önce söylediği söz geldi hatırıma: “Bana Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştan söz etmeyin. Bana Fatih’i fatih yapan o çağdan söz edin… Getirin o çağı, size ben de Fatihler yetiştireyim” demişti…
Toplumun bireylerin ekonomisi, sağlığı, sosyal hayatı ve siyasetini konuşuyoruz da, toplumun geleceği olan gençlerin içinde bulunduğu ruh hâllerini hiç dile getiriyor muyuz?
Buna gücümüz, cesaretimiz var mı? Yüreğimiz yetiyor mu?
           Hakan Ünal-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.