“Kızım yanlış bir şey mi söyledim?”

A -
A +
“Yıl bitmiş, ayrılık vakti gelmişti. Karne günü… 16 öğrencimin hepsinin gözleri ışıl ışıl parlıyor...”   Vatani görevimi öğretmen olarak tayin olunduğum Erzincan’ın Çayırlı ilçesinde yapmak üzere gittiğim İlçe Millî Eğitim Müdürüm beni Balıklı köyünde görevlendirmişti... Çocuklarla selamlaşıp öğretmenler odasına girdim. Öğretmen arkadaşlarla tanışma faslından sonra, ilk zilin çalmasıyla sınıflarımıza girdik. Beni görünce ayağa kalkan o dünyanın en masum varlıkları “öğrencilerim” gözlerini benim üzerime dikmiş, ağzımdan çıkacak sözleri heyecanla bekliyorlar. Onları fazla bekletmeden konuşmaya başladım. -Günaydın çocuklar! Nasılsınız? -Sağ ol! Sağ ol! -Oturun bakalım. Kendimi tanıttıktan sonra öğrencilerin tanıtması için sırayla konuşmalarını sağladım. -Güngör Kaya, Muhammet Çelebi, Aslı Keleş, Duygu İnan vs... En son konuşan Duygu İnan, kısa boylu, esmer, gözleri ışıl ışıl çok sevimli bir çocuk. Çok zeki olduğu bakışlarından belli, bekleyip göreceğiz bakalım. Duygu her geçen gün beni daha da şaşırtıyor, zekâsı, ileri görüşlülüğü ile arkadaşlarından farkını ortaya koyuyordu. Yaptığım her sınavda en yüksek notları o alıyordu. Ama adı gibi çok duygusaldı. En ufak bir durumda hemen gözleri dolar, küçücük yüreğinde fırtınalar kopardı. Mayıs ayının ikinci haftası, anneler günü dolayısıyla görsel sanatlar dersinde anneler günü konulu resim yapıyoruz. Öğrencilerimin resimlerini kontrol ederken, Duygu’nun yapmış olduğu resim dikkatimi çekti. Bir hasta, başında doktor ve hemşireler ameliyat yapıyor. Dayanamadım sordum: -Duygu kızım resmin çok güzel olmuş ama anneler günü ile ilgisini anlayamadım. Duygu’nun gözleri doldu. Ellerini başının altına koyup ağlamaya başladı. -Kızım yanlış bir şey mi söyledim? “Hayır” dercesine hareketler yaptı. Fazla üstelemedim ama Duygu’nun bu durumu sürekli beynimi kurcalıyordu. Bir derdi vardı ama söyleyemiyordu... Günler geçti aradan. Ayrılık vakti gelmişti. Karne günü… On altı öğrencimin hepsinin gözleri ışıl ışıl parlıyor. Çocuklarıma canlarıma son konuşmamı yaptım. -Çocuklar bugün sizinle geçireceğimiz son gün. Geçen yıl mayıs ayından bu yana sizinle birlikteyiz. Belki bir daha hiç görüşemeyeceğiz. Benim buradaki görevim bugün itibarıyla sona eriyor. Sizleri çok sevdim. İçinizden birilerinin bir gün çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Allah bundan sonraki eğitim hayatınızda başarılar nasip etsin. Şimdi size son sorumu sorup karnelerinizi dağıtacağım. -Gelecekte hangi mesleği yapmak istersiniz? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.