“Önce kendinizi sevdirin!..”

A -
A +
“ Abone olmamak için ‘otur bir bardak içki iç abone olayım, haydi bakalım’ dedi.
 
Denizli’nin Acıpayam ilçesinde Türkiye gazetesi bürosu açılmıştı 1988 yılında. Gölhisar’da dağıtım elemanı olarak çalışan Ali Ergün abimiz de buraya “büro yetkilisi” olarak tayin edilmişti.
Bir müddet sonra bu arkadaşımız bizi abone çalışması için Acıpayam’a davet etti. Burada abone çalışması yaptıktan sonra köylerde abone çalışmasına devam ettik. Acıpayam’ın bir köyünde abone çalışması yaparken bir meyhaneye girdim.
“Türkiye gazetesinden geliyorum. Size her gün bir gazete bırakmak istiyorum, okursunuz” dedim.
Amcamız bana dedi ki:
“Sen nereye geldiğinin farkında mısın? Baksana içerideki insanlar kendi âleminde içki içiyorlar.” Ben de; “Belki birisi okur da içkiyi bırakır” dedim.
Öyle söyleyince, benden kurtulmak için olsa gerek “otur bir bardak içki iç abone olayım” dedi. Gayesi beni başından savmaktı. Kendisine dedim ki:
“Benim midemde ülser var içki dokunuyor, meşrubat türü gazoz gibi ikramınız olursa içebilirim” deyince; “Peki otur” dedi. Bir gazoz ikram etti. Bu arada biraz sohbet ettik. Niyetim onu konuşturup içini iyice dökmesini temin etmekti. Başladı anlatmaya:
-Ben meyhane çalıştırıyorum, içki satıyorum diye komşularımızdan bazıları selâm bile vermiyor. Ama sen geldin benim ikramımı kabul ettin. Hatta benimle dertleştin. Beni bir insan olarak dinledin. Ben de rahatladım. Bak delikanlı ben seni sevdim...
Enver Abilerin bir sözü aklıma geldi: “İslamiyet’i bir kimseye sevdirmek istiyorsanız, önce kendinizi sevdirin, kişi sevdiğinin sözünü dinler.”
Bu söz üzere amcayı dinledim ve kendisine “siz mert bir adamsınız, sizden bir isteğim var; eğer kabul ederseniz Türkiye gazetesini buraya göndermek istiyorum. Siz okuyamazsanız bile, akşamları eve giderken gazeteyi eve götürürseniz evdekiler okurlar” dedim. Kendisine değer verdiğim için beni kırmadı. “Seni üzmek istemiyorum, gazete gelsin bakalım” dedi. Tabii bu arada içini dökmeye kendini anlatmaya devam etti:
“Ben gece geç saatlerde eve gidiyorum. Evde hanım uyuyorsa onu uyarıyor yemek hazırlattırıyorum. Kalkmak istemezse bağırır çağırır zorla kaldırırım. Sonradan pişman olurum gerçi...”
Kendisine “pişmanlık güzel bir duygudur, inşallah gazeteyi okurlar” diyerek oradan ayrıldım...
Aradan bir ay kadar zaman geçti. Tekrar Acıpayam ilçesine gittiğimde bu amcayı ziyaret ettim. Beni görünce “Hele bir otur, sana neler anlatacağım neler” deyip başladı anlatmaya... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.