Yunanistan’dan Erdek’e...

A -
A +
Ne demişler: “Nasibindir yer yer gezdiren seni. Akıbet bir gün bu yer, yer seni!”     Dedemler Yunanistan’dan Türkiye’ye mübadil göçmen olarak gönderilmiş ve Erdek ilçesine yerleştirilmişlerdir. O yıllarda bu güzel sahil şehrinde zeytincilik zirvededir. Hatta ondan başka ciddi bir geçim kaynağı yoktur. Ülkelerinden göçmen olarak gelen bu insanlar, geçim endişesi taşımaktadır. Kaldı ki geldikleri yerde varlıklı, zengin kimseler olan dedemlerin burada işsiz güçsüz kalmış olması gerçekten bir ıstıraptır. Köylerindeki beş yüze yakın koyun sürülerini, bağları bahçeleri terk etmişlerdir, kolay değil… Bir gün İzmir’in Kemalpaşa ilçesinden yine başka bir mübadil göçmen olan arkadaşından bir davet mektubu alır dedem. Der ki mektupta: “Burada hayat çok güzel... Gayet bolluk var. Her ürün yetişiyor topraklarında... Düşünmeden iskânınızı buraya aldırın. Hiç vakit kaybetmeden gelin!..” Bu davet mektubunu alan dedem kararsız kalır… Erdek’te kalıp o sıkıntılı hayatı hale yola koymaya mı çalışsın, yoksa arkadaşının davetine mi uysun? Hayatın geri kalanını bereket bolluk içinde mi geçirsin? Düşünür epeyce ama işin içinden çıkamaz ve konuyu babaanneme açar. - Sen ne dersin hanım, gidelim mi gitmeyelim mi? Babaannem bu teklife “kesinlikle hayır!” cevabını verir... Çünkü Erdek’te yakınları vardır. Geldikleri oba hepsi oradadır. Ailesinden akrabalarından kopmak istemez. Fakat dedem de gün geçtikçe, çekecek olduğu sıkıntılardan kaçmak ister gibi gitmeye karar verir... Ne kadar ısrar ederse etsin, babaannemi ikna eder. Tabiî babaannemin kardeşleri de razı olur ve “tebdil-i mekânda ferahlık vardır. Hayırlısı olsun. Haydi git güle güle” derler... Böylece dedemler diğer muhacirlerden ayrılıp arkadaşının daveti üzerine Kemalpaşa’ya gelip yerleşirler. Ne demişler: “Nasibindir yer yer gezdiren seni. Akıbet bir gün bu yer, yer seni!” İşte böyle dedemleri rızık çekip götürmüştür oralara... Gel gör ki zaman babaannemi haklı çıkarmıştır... Dedemler memlekette iken Yunanistan’da terk ettikleri 83 parça gayrimenkulün karşılığı olarak o zamanın parasıyla 125.000 İngiliz Sterlini karşılığı olarak Erdek’te olanlara tam dokuz dekar zeytinlik, beş dekar bağ ve bir ahşap ev vermişlerdir... Ama dedemler Erdek’i terk ettiği için bu servetten mahrum olurlar. Nasip işte... Bu haberi öğrenen rahmetli dedem o kadar üzülmüş o kadar üzülmüştür ki, kahrından kısa zamanda bir deri bir kemik kalır. İnce ağrı dedikleri verem hastalığına yakalanır. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.