“Sen o sütü dökmelisin!”

A -
A +
“Herkesi şaşırtan o olaydan sonra bu iki meczubu bir daha o civarda gören olmamıştır...”
 
Bu anlatacaklarımı annemden dinlemiştim... Yıllar öncesinde bizim Kırıkhan’da yaşanmış bir olay bu. Kırıkhan’ın yaşlılarının iyi tanıdığı iki meczup varmış şehirde. Halk bunları biliyormuş. Tabii ki deli olarak biliyormuş. Zaten onların da kendilerini akıllı olarak göstermek gibi bir derdi yokmuş. Çünkü kılık kıyafetleri, yaşayışları gerçekten meczup yaşayışıdır.
Bunlardan birinin adı Bestami imiş, diğerinin adı Selim... Selim sağır ve dilsizmiş. O yıllarda konuşma ve duyma engellilere verilen eğitim ne gezer… Hâliyle garibim insanlara isteklerini el kol hareketleriyle ifade etmeye çalışırmış. Tabii kimseye zararı olmadığı için de çevresindekilere bir bakıma maskot olmuş. Onu normal vakitlerde arayanlar yol kenarlarında banketlerin temizlenmesiyle uğraşırken görürmüş.
Peki diğer meczup ne iş yaparmış? Yani Bestami olanı… O pek iş filan yapmaz, üzerinde pijama, boynunda bir iki farklı renkte kravat şehirde dolaşır dururmuş...
Bir gün Kırıkhan’da kurulan pazara bir köylü kadın bir güğüm süt ile gider. Kadıncağızın amacı sütü satarak evine alışveriş yapmak.
Kadıncağız böyle dalgın dalgın giderken önüne pejmürde kılıklı bu iki meczup çıkar. Kadıncağız tanır bunları ama yine de çekinir. Der ki ikisine birden:
“Bırakın yolumu da pazara gideyim...” Selim ile Bestami kadının önünden çekilmez. Selim el kol hareketleriyle sütü yanındaki su kanalına dökmesini işaret eder. Bestami de o sütü kanala dökmesi için kadını etkilemeye çalışır.
Ama bu iki "deli"nin yüzünden bir güğüm süt dökülür mü? Kadıncağız:
“Ben bu süt ile çocuklara alışveriş yapacağım. Para lazım para” diye cevap verir.
Hiç beklemediği bir cevap alırlar:
“Sütün parasını getiririz sana… Sen sütü dök!”
Bu arada birer ikişer yanlarına toplanan halk önce bu iki meczubu uzaklaştırmak istese de başaramaz... Nihayet içlerinden bir ikisi der ki:
-Ablacığım bu iki delinin hiç bu kadar ısrar ettiğini görmedik. Sütün parasını al da sen söz dinle dök güğümdeki sütü kanala…
O anda sütün parası da tedarik edilir ve teyzenin parası verilir. O kadar emek verip sağdığı süt boşa gidecektir ama ne yapsınlar. Ve herkesin gözü önünde, koca güğümdeki sütü, kanala boşaltır...
İşte o anda, seyredenler şoke olurlar… Süt güğümünün içinden kanala çöreklenmiş hâlde ölü bir yılan düşer… Herkes bu iki meczuba bu kez hayran kalır. Ama o olaydan sonra bu iki meczubu pek gören de olmaz…
            Ahmet Erkin-Hatay
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.