Kollarını dolamadı boynuma...

A -
A +
 “Altı haftalık hamileymişim ve aldığım darbelerden sonra bebeğimi kaybetmişim...”     Çok geçmedi, yine işten çok sinirli döndüğü bir akşam, yaptığım yemeği beğenmeyip daha doğrusu ona göre yapamamıştım. Açtı ağzını yumdu gözünü… Ben nasıl bir kadındım! Bir yemek yapacaktım onu bile beceremiyordum. O gün öyle hırsla vurdu ki sanki karısı değil, düşmanıydım. Ne yapmıştı şimdi, neyi ispat etmişti? Benden daha mı güçlüydü? Bunu mu anlatmaya çalışmıştı. Ama niye? Anlamıyordum. O günden sonra, her şeyi onun istediği gibi yapmaya özen gösterdim. Kimseye bir şey anlatmadım, açıkçası korktum. Ama ben istediği gibi davrandıkça beğenmemesi, vurması daha da arttı. Yaptığım hiçbir şey işe yaramazdı onun gözünde. Ve işe yaramaz aptalın teki olarak görülmeye başlanmıştım. Yüzümdeki morluklardan utanıyor, sokağa çıkmıyor kimseye bir şey anlatamıyordum. Yalnız ve tükenmiştim artık. Ben diye bir şey kalmamıştı geride. Eve misafir çağırdığı bir akşam onun istediği gibi giyinmemiş, istediği gibi davranmamıştım, “ne olacaksa olsun” diye. O gün o kadar şiddet uygulamıştı ki gözümü açtığımda acildeydim. Bana hem bayıltana kadar şiddet uygulamış hem sonra alıp hastaneye mi getirmişti? Anlamıyordum. Her şey orada oldu, o hastanede dünyam başıma bir kez daha yıkıldı. 6 haftalık hamileymişim ve aldığım darbelerden sonra bebeğimi kaybetmişim. Stres ve yoğun depresyondan doğru düzgün regl olmuyordum. Ama bebek hiç aklıma gelmemişti. Hem böyle bir hayata nasıl bir bebek getirebilirdim? Getiremedim, kocam onu da doğmadan bizden kopardı. Bunu öğrendiğimde yerle bir oldu her şey. Artık zarar verdiği sadece ben değildim bebeğimi de almıştı bedenimden. O zaman karar verdim. Polisi çağırdım, yaşadığım her şeyi anlattım. Artık o katille aynı evde kalamazdım. Beni alıp kadın sığınmaevine yerleştirdiler. Annemi aradım, birkaç gün sonra beni almaya geldi. Annemi görünce, dizlerimin bağı çözülmüştü koşup boynuna sarıldım. “Anne” demek istedim, “Anne bak biricik kızın ne hâlde!” Ama annem soğuktu, kollarını bile dolamadı boynuma. Ve ben bir kez daha düştüm.

Dışarı çıkınca anladım her şeyi. Beni o adamın vicdanına bırakmıştı. Sustum, başka yapacak bir şey bırakmamışlardı bana. Arabaya bindik, annem yol boyunca “karı koca arasında olur böyle şeyler. Bebek de olur yeniden, gençsiniz daha” deyip durmuştu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.