"Sen bizim akrabamızsın"

A -
A +
İbrahim Cevahir’in "Tarihe Not Düşüyorum" isimli eserinde Rahşan Hanım...
 
 
Rahmetli İbrahim Cevahir Ağabey'in "Tarihe Not Düşüyorum" isimli eserinden Rahşan Ecevit ile ilgili bölümleri paylaşmaya devam ediyoruz:
“Sen bizim akrabamızsın” dedim. Fotokopisini aldığım o resmi gösterdim. Teyzesini ve annesini gördü. “Bu da bizim teyzemiz” dedim fotoğraftaki teyzemin resmini göstererek:
“Bizim Fatma Teyzemiz Heybeliada’ya 8 yaşında gelmiş 15 yaşına kadar verem tedavisi olmuştu. Onun hatıralarından yola çıkarak bulduk biz sizi. Ama bu bilgimiz yeni değil, 10-15 sene öncesinden vardı” dedim.
12 Eylül’de Gelibolu Bolayır’da yaklaşık bir ay misafir edilen Ecevit, bu zorunlu ikametgâhta olduğu zaman, ziyaretine gittiğim Rahşan Hanım'a o resimleri evlerinde gösterdiğimde akrabalık konusunu Libya’da iken de dile getirdiğimi hatırlatmak istedim.
Dedi ki: “Hatırlıyorum. Libya’da söylemiştin. Ama o gün, yanlış düşünüyor olabileceğini hesap ettim. Hiç hatırıma gelmedi...”
Ama bu vesileyle bir devrin perde arkası olarak tarihe not düşmek istediğim bir anekdotu da burada sizinle paylaşmak istiyorum:
Ecevit ile çok iyi münasebetimiz var. Yani ben de bir bakıma, elinde istediği gibi bir sermayedarım. Parti kuruluşu amacıyla kendisiyle görüşmeye gittiğimde çok enteresan bir şey daha oldu…
Evinde görüşmeye başladığımızda Rahşan Hanım da bize bir çay getirdi. Görüşüyoruz… Ama Ecevit bana devamlı olumsuzluklardan söz ediyor: “Yalan konuşuyorlar… Kimi bulacaksın? Kimi yapacaksın?”
-Yalan konuşmayan bir adam var.
“Kimdir?”
-Erdal İnönü.
Durdu… “Evet” demedi. Dedim ki: "Sayın Ecevit, siz Erdal İnönü’ye 'evet' demezseniz, tüm CHP’liler der ki: 'Bu zaten babasını da istemiyordu, oğlunu da istemiyor!..”
Derken öbür odadaki Rahşan Hanım’a seslendi gelmesi için... Rahşan Hanım geldi. Ona “Anlat” dedi ve önce kendisi konuştu:
“Bak! Ben Erdal Bey'le çok iyi arkadaşım. Rahşan da Sevinç Hanım'la fevkalade arkadaştır. Öyle değil mi? Hiç aramızda bir şey var mı?” “Yok” Tekrar olumsuz duygu ve kanaatini dile getirirken “…Ama Erdal yapamaz, edemez” gibi kanaatlerini sıraladı. Ben de dedim ki:
-Sayın Ecevit, benim hedeflediğim parti şudur ki, kurulacak partinin başına kim gelirse gelsin, sizin siyasi yasağınız bittiği gün, bu partinin lideri siz olacağınız şekildeki bir hazırlık yapmak. Biz böyle bir hazırlığın içindeyiz. Eğer amacımız böyle olmasaydı benim gelip de sizinle konuşmama gerek yoktu ki!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.