Vebali kendi üzerine

A -
A +
“Çay devrildi ama ne ben “bir tane daha getirir misiniz?” dedim ne de o tekrar çay getirdi”     Rahmetli İbrahim Cevahir Ağabeyin Tarihe Not Düşüyorum isimli eserinden Rahşan Ecevit ile ilgili bölümleri paylaşmaya devam ediyoruz: “O arada Rahşan Hanım geldi. –Vebali kendine - ayağı mı dokundu ne yaptı bilemiyorum, ufak bir sehpa üzerinde duran çayım devrildi. Daha ben içmemiştim, bir yudum bile almamıştım. Çay devrildi ama ne ben “bir tane daha getirir misiniz?” diye ricada bulundum ne de o tekrar çay getirdi. Anladım ki bu görüşmeden memnun değildi. Bu arada Ecevit bir merakını dile getirdi: “Erdal Bey kabul etmez, konuştun mu?” dedi. -Efenim ederse, dedim. Hâlbuki Erdal Beyle konuşuyoruz. Hakikaten Erdal Beyde de bir müşkülpesentlik bir müthiş kararsızlık var. Bir giriyor bir çıkıyor. Yani kontrol edemiyorsun. Sabit fikrinde tutamıyorsun. Ecevit ile böyle bir görüşme sonrası ayağa kalktım ve dedim ki: -Efendim siz bir düşünün de üç gün - beş gün sonra ben gene geleyim. Kapıdan çıkarken de dedim ki: -Efendim ben Libya’ya gidiyorum. Bir gidip geleyim. Bir haftada gider gelirim. Döndükten sonra sizi tekrar ziyaret edeyim. Ecevit ile yaptığım bu konuşmamın sebep sonucunu biliyorum ki en fazla Erdal İnönü bekliyor. Çünkü bu konuşma öncesi oradan bir kanaat öğrenmeden “evet” de demiyor “hayır” da demiyor. Ecevit ile görüşme sonrası buluştuğumuzda Erdal Bey merak içinde sordu: Kendisine güzel geçtiğini anlattım. Libya’ya dönüşümde baktım Erdal Bey yine olumsuzdu. Eğer istese bir yazı ile vb. onay verirdi filan dedi. Yine dil döktüm. “Acele etme, gelir” filan dedim yanından ayrıldım. Tekrar gittim Ecevit’e “sizin izin verdiğinize dair bir belge” bekliyor dedim. Ecevit yerinden kalktı, içeriye çalışma odasına gitti. Birazdan içeriden bir daktilo sesi gelmeye başladı. “Tak tuk, tak tuk” yazdı biraz. Sonra elinde bir sayfalık kâğıt ile çıktı. Kâğıdı, bir zarfın içine koydu ama zarfı kapatmadı. Kırmızı bir dosya içinde verdi: “Bunu Erdal Beye verebilirsin” dedi. Zarfı kapatmadı. Aldım zarfı dışarı çıktım. Açtım, yazıyı okudum. Yazısında, “Sayın İnönü, sizi bir görev bekliyor. Siz bir jeofizikçisiniz. Jeofizikçiler araştırmacıdır, buluşçudur. Rusya’daki jeofizikçi şunu yaptı, Yunanistan’daki jeofizikçi bunu yaptı vb. gibi beynelmilel sözler vardı. Cümlenin onunda da “Başarılar diliyorum, saygılarımla” gibi ifade yer alıyordu ama yazıda partiden, kuruluştan, liderlikten, izinden vs. hiç söz etmiyordu” Emin Ceylan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.