Tesadüf olabilir miydi?

A -
A +
“Genç kız şaşırmış, hepsinin doğru olduğunu ama nasıl ve nereden bildiğini sormuş, hatta şüphelenmişti...”
 
Manisa’dan bir arkadaşımız vardı fakültede... Çok sevdiğimiz bu arkadaş mert, sözüne güvenilir, hoş sohbet biriydi... Güzel yurdumuzun birkaç şehrinde edebiyat öğretmenliği yapan ve emekli olan bu arkadaşın okul yıllarında enteresan hâllerine şahit olur, hem şaşırır, hem hayran olur, hem de onun sayesinde yaşanan komik olaylara kahkahalarla gülerdik...
Bir gün sorduk arkadaşa:
-Sahi sen nasıl oluyor da bazı şeyleri tahmin edebiliyorsun?
-Söylemem!
-Yani şimdi bizim bilmediğimiz bazı şeyleri sen bilebilir misin?
-Gelecekten haber veremem... Onu Allah’tan başka kimse, bilmez... Ama belli olduğu hâlde bizim bilmediğimiz çok şeyi istersem öğrenebiliyorum...
-Nasıl?
-Orasını söyleyemem...
-Adamı hasta etme! Söyle nasıl yapıyorsun?
-Söyleyemem...  Ama nasıl yaptığımı gösterebilirim...
-Göster hadi...
O esnada, karşıdan bir kız öğrenci geliyordu... Tanımıyor bilmiyorduk kim olduğunu... Aynı hizaya geldiğimizde arkadaşımız dedi ki:
-Bir dakika bakar mısın? Senin ismin falanca değil mi?
Kız şaşırmış, “Aaa, nereden biliyorsun?” demişti... Bunun üzerine arkadaşımız, gülümseyerek,
“Dört kardeşsiniz... Annenin ismi falanca, babanın ismi filanca değil mi? En küçük kardeşin geçenlerde ameliyat olmadı mı?” deyince, kız şaşırıp kalmış hepsinin doğru olduğunu... Ama nasıl ve nereden bildiğini sormuş, hatta şüphelenmişti... Bunun üzerine arkadaşımız, bizim şaşkın bakışlarımız arasında, “Hiiç, sadece tahmin ettim... İnan ki başka hiçbir şey bilmiyorum” diyerek olayı kapatmaya çalışmış, kız ise neye uğradığını bilemeden, şaşkın bakışlarla yanımızdan ayrılmıştı.
Ama bizdeki şaşkınlığı anlatmaya kelimeler yetmiyordu... Hem kahkahalarla gülüyor hem de, arkadaşımızın bunu nasıl bildiğini ısrarla öğrenmek istiyorduk... Gelgelelim o asla sebebini söylemiyor, hep geçiştiriyordu...
Bunda bir hâl vardı ama neydi? Acaba tesadüf müydü? Daha sonra ben, samimiyetime güvenerek birkaç kez daha denedim arkadaşımı...
Söz gelişi, hiç gitmediği bir adresi eliyle koymuş gibi buluyor, hiç görmediği bir kimsenin adını soyadını söyleyince, kaşını gözünü boyunu posunu tarif ediveriyordu... Ama nasıl? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.