“Tarafsız olarak konuşalım”

A -
A +
“Hırsızlık yapan kişiler genelde hırsızlığın kötü, yüz kızartıcı, haram vb. olduğunu bilir...”   Havva Nine yetmiş beş yıllık hayatında yaşadıklarını anlatmaya devam ediyordu: "Kardeşim Hanife 'ağzını hayra aç!' dedi ama korktuğum başıma geldi uşaklar. Bolluk arkasından hastalık geldi. Eşim Hüseyin hastalandı. O zamanda doktor yok. Doğru dürüst ilaç yok. Tedavi imkânları nerede? İlaç yerine ağrıyı azaltsın diye sigara bile içilmesi tavsiye edilmiş. Sigaradaki maddenin, ekşi elmanın vb. kestiği ağrıdan ne olur. Eşim ağrılarıyla boğuşarak vefat etti. Ben, çocuklarımla dul kaldım. Aylık yok, gelir yok. Zaten sigorta kurulmamıştı. Tarladan, hayvandan, yaban hayatından gelir olsa da yetersiz kalıyor. Mahsulü alacak kimse kolay kolay bulunmadığı gibi para da etmiyor. Memlekette para yok ki parayı ödeyip malı alsınlar. Hayvanlar veresiye gidiyor. Hayvanı alan cambaz, satıp öyle para verecek o da veresiye veriyor. Para istendiğinde karşıdan alamayınca alacağımızı veremiyoruz, olan bize oluyor. Adamın canını alacak değiliz ya. Ne yapıyoruz. İhtiyaçlarımızı kısıyor ya da hiç ihtiyaç gideremiyorduk... Bu durum beni çocuklarım adına aşırı şekilde üzüyordu. Kolay mı 5 oğlan, 3 kızla hayatı sürdürmek? Zorluğu anladınız sanırım...” Havva Nine; affediciliği, konukseverliği, koruyuculuğu, yardımseverliği paylaşıcı özelliği, tutarlı sözleri, kırıcı söz ve davranışlardan uzak duruşu ile de köyde ender kişilerdendi. Böyle insanları bulmak artık daha da zor oldu. Affediciliğin Allah vergisi ve insanın yaratılışında olduğunu anlatır ve derdi ki: Yanlışların üzerinde durmak daha önemlidir... “Uşaklar! Toplumda bazı kesimler tarafından yapılan hırsızlığı misalden anlatalım. Hırsızlık yapan kişiler genelde hırsızlığın kötü, yüz kızartıcı, dinen haram, haksız kazanç, tembelliğe, yokluğa, kıtlığa vb. neden olduğunu bilirler. Bu böyle bilinirken hırsızlık yapanların sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. Tarafsız olarak konuşalım. Hırsızlık neden yapılıyor? Hırsızlığa yol açan sebepler nelerdir? Açlık en zor ihtiyaçtır. İnsan, bu ihtiyacı karşılamak için dinimizin hoş karşılamadığı dilenciliği bile yapar. Ama bir kısmı da nefsinin esiri olup kötü yola düşmüştür. Onun için herkes çevresine karşı sorumludur. Zenginler zekâtını ihmal etmemelidir. Çiftçi köylü ağaç, tarla mahsulünden ihtiyaç sahiplerine öşrünü vermelidir. Bunları kızlarıma, oğullarıma, gelinlerime, torunlarıma hısım ve akrabalarıma hep söylemişimdir. Sağ olsunlar genel itibarıyla sözlerim tutuldu...”            Bayram Ören
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.