Göstermeyen Allah göstermez!..

A -
A +
  “Kocam evin yakınında servisten iner inmez bizim oğlan koşup babasına anlatıyor hırsızı...”     O gün oğlumu okula gönderip küçük kızımla kahve içmeye gittiğim komşumun evinden geri dönüşte evimize hırsız girdiğini fark edince aklım başımdan gide yazmıştı… Bir iki bağırdıktan sonra, kendi kendime ağlamamın mantıksız olduğunu anladım... Olan olmuştu, bağırsam neye yarardı? Polisi mi arasaydım? Yoksa eşime mi telefon etseydim? O yıllarda cep telefonumuz da yoktu… Böyle acil polisi aramak gibi bir bilgiye de sahip değildim. Yine de kocama telefon etmek geldi hatırıma. Evdeki telefondan kocamın iş yerini aramak istedim. Fakat düşündüm iş yerinden çıkmış olmalıydı. Hem anlatsam ne olacaktı? Bir de adamcağızın yüreğini ağzına getirmeye değer miydi? Çünkü evde hırsızın alabileceği değerli bir şeyimiz yoktu ki... Sadece ortalığı dağıtmıştı o kadar... Tabii bu benim bildiğim kadarıymış... Bir iki saat sonra kocam evin yakınında servisten iner inmez, bizim oğlan koşup babasına diyor ki: -Baba, bizim eve hırsız girdi… -Nee? -Bizim eve hırsız girdi baba… Bu söz üzerine babası eve doğru fırlıyor… Hem koşuyor hem de “gitti bir aylık maaşım gitti” diye ah ediyor… Meğer maaşını bir deste hâlinde “Nasıl olsa oraya çocuklar ulaşamaz” diyerek televizyonun üzerine bırakmış. Eve geldi ki soluk soluğa rengi bembeyaz kül gibiydi… -Hayırdır ne oldu? Nereden haberin oldu? -Para duruyor mu yerinde para? -Ne parası? -Yahu akşam televizyonun üzerine bırakmıştım parayı… O zaman ben de yeniden feryadı bastım… “Eyvahlar olsun, parayı da almışlardır...” Kocamla birlikte birbirimize çarparak televizyonun bulunduğu odaya koştuk. Bir de ne görelim! Eşimin bıraktığı para bir deste hâlinde bırakıldığı gibi duruyor… İkimiz de birbirimize baktık… Gözlerimize inanamadık… Rüyada gibi hissettik kendimizi… Evin altını üstüne getiren hırsız veya hırsızlar hem de açıkta duran parayı görememişlerdi… Kaldı ki bu normalde mümkün değildi. Göstermeyen Rabbim göstermiyordu… Şunu söylemeliyim ki biz kimseye muhtaç olmadan bir aylık maaş ile ayağımızı yorganımıza göre uzatarak geçiniyorduk. Eğer o para gitseydi gerçekten perişan olurduk. Kurban olduğum Allah bizim bir aylık rızkımızı çocuklarımızın hatırına hırsızlardan muhafaza etti diye dua ve şükrettim. Başka da bir şey aklıma gelmiyor…          Nurcan Y.-Sinop
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.