“Hani bana söz vermiştin?”

A -
A +
  “Halam eve gelip anneme ağzına geleni saydıktan sonra yakasına yapışıyor babamın...”     Aile büyüklerinin araya girmesiyle, yeni doğmuş çocuğunun hatırına yeniden bir araya geliyor halamla dayım… Bu arada dayımla halamın evlenebilmesi için evlenmeye razı olan annemle halamın ağabeyi olan babam ise hayatlarından gayet memnun… Annem ki evin sorumluluğunu almış… Kocasına saçını süpürge edebilen bir kadın… Babam ki hanımını kendisine bir emanet olarak biliyor. Bu sorumlulukta bir adam… Yani annemle babam gayet mutlu bir evlilik yapmış oluyorlar… Dayımlar çocukları olduktan sonra barışmışlar ve bir araya gelmişler ama bu barışma da kısa sürüyor… Aradan bir iki gün geçmeden dırdır yine başlıyor… Ve bardağı taşıran damla… Bir kavga sonrası dayım karısını baba evine gönderdikten sonra kendisi de terk ediyor memleketi “bir daha buraya gelirsem namerdim” diyerek çıkıp gidiyor… Eyvah ki eyvah… Halam da artık bu evliliğin bittiğine inanmıştır… Gerçi yaptığı kavgaya yine pişman değildir ama gönül vererek evlendiği erkekten bu muameleyi görmek onu kahrediyor… Bir gün bizim eve geliyor… Babam onun ağabeyi ya… Anneme, kocasının kız kardeşine açıyor ağzını yumuyor gözünü… Annemin mutluluğuna göz dikiyor resmen… İnsanın öfkesi kabarıp da aklı örtülürse yapamayacağı şey yoktur... Anneme ağzına geleni saydıktan sonra dönüyor babamın yakasına yapışıyor: -Sen ne biçim erkeksin abi? Hiç mi gurur yok sende? Hiç mi kanın yok? Hiç mi yüreğin sızlamıyor? - Ne konuşuyorsun sen bacım? Ne istiyorsun benden? - Onun kardeşi beni bırakıp gitti… Sen de onun kardeşini baş tacı ediyorsun. Daha anlamadın mı? -Aaa? Niye baş tacı etmeyeyim ki eşimi ben? -Onun ağabeyi beni bırakıp gitmedi mi? O beni babamın evine gönderdiği hâlde, daha ne kadar evinde tutarsın onun kardeşini? Annem dayanamıyor diyor ki halama: -Hani bana söz vermiştin ya sen? “Eğer ağabeyimle evlenirsen, bir dediğini iki etmeyeceğim... Ne dersen yapacağım” demiştin ya? Unuttun mu verdiğin sözü? Üstelik ben senin evlenebilmen için evlenmeye razı oldum... Yani senin mutluluğun için geldim bu eve... Şimdi kalkmış benim yuvamı yıkmaya yelteniyorsun! Babam tekrar araya giriyor: -Bana bak bacım! Sen kendi dilinle kocanı evden kaçırttıysan ben niye yuvamı bozayım? Bu kadar çocuk ortada mı kalsın? Buna nasıl razı olur senin vicdanın? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.