Kaymakama “hayır” diyen ihtiyar

A -
A +
Yaşlı adam “Kaymakam Bey şimdi yemek yiyeceksin değil mi?” dedi.
 
Muhtarın doksan yaşındaki babasını yanıma oturttum. Saat aşağı yukarı 17.30’dan gece saat 22.30’a kadar (yaklaşık beş saat) muhtarın babasını kaymakam olarak ikna etmeye çalıştım. Ne dediysem bir türlü ikna edemedim…
Dozer oraya geldiğinde başka bir yöntemle halletmeyi düşündüm. Muhtarla konuşacak, babasını ilçeye çağıracaktım. O yokken dozer vurup geçecekti. Muhtar’a “daha sonra bakar hallederiz” deyip kalkmak istedim. Muhtar “Efendim yemek hazırladık, yemek yiyin öyle gidin” dedi. Ben “Hayır, bu hanenin reisi hâlen babanız. Bir köye 50-55 metrekarelik yeri fazla gören, beş saatlik ısrarıma rağmen beni dinlemeyen kimsenin yemeğini yemem” dedim. Herkes çok üzülmüştü. Muhtarın babası da “Efendim tarla işi ayrı yemek işi ayrı, yemek ye öyle git” dedi. Ben “Hayır, ikisi de birbirine bağlı” dedim. Ve ayakkabılarımızı giymek için hamle yaptığımızda muhtarın babası “Kaymakam Bey, ben pazartesi maaş almaya geleceğim, görüşürüz” dedi.
“Ne maaşı alıyorsun?”
“Yaşlılık maaşı alıyorum”
“Sen bundan sonra o maaşı alamazsın. Görmüyor musun çiftliklerin var, tarlan var. Köyün ileri geleni, zengini, eski muhtarı ve şimdiki muhtarın babasısın. O maaşı fakir yaşlılara veriyoruz. Sen yaşlısın fakat fakir değilsin. Ben hemen döner dönmez Mal Müdürü'ne söyleyeceğim. Seni tekrar İdare Kurulunun gündemine getirip maaşını keseceğim...”
Adamcağız büyük bir şok içine girdi.
“Efendim, beni hayata bağlayan, geçindiren, tütünümün parası, torunlarımın harçlığı olan; gelinlerin yüzüme bakmalarına sebep olan o maaşımı ne olur kesmeyin!”
“Hayır kesin olarak senin o maaşını pazartesi günü keseceğim.”
Ayakkabılarımızı giyip tam yola çıkacakken yaşlı adam ellerime kapandı:
“Bütün tarlalar senin. Nereyi alırsan al. Ama benim maaşımı kesme. O maaş yüzünden bu evde torunlar, çocuklar, gelinler bana daha sıcak davranıyor. O kesilirse bu evde yüzüme bakan olmaz” dedi.
Ben “Peki gel içeriye” dedim ve “yol için o tarlanın o bölümünü yola terk ediyor musun?” diye sordum. “Evet” dedi. Muhtara kâğıt kalem getirmesini söyledim. Hiçbir ihtilaf çıkmadan tarlanın o kenarını vereceğini tutanak tutarak hep beraber imzaladık.
Yaşlı adam “Kaymakam Bey şimdi yemek yiyeceksin değil mi?” dedi.
Ben de “Evet Amca yemek yemek için herhangi bir engel kalmadı” dedim...
          Em. Kaymakam Turan Eren-[Üç Dilek]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.