Unutamadığım bir iftar yemeği...

A -
A +
“Rabbime hamd ediyor, gazetemizin 50. yılı kutluyor, Enver Ağabey'i rahmetle anıyorum...”
 
Küçük yaşlardan beri ibadetlerini terk etmeyen biriydim. Bir gece yarısı dinî bir kitap okurken aniden içime vesvese geldiğini hissettim. Okuduklarımın bildiklerimin inandıklarımın doğru olup olmadığı konusu beynimde dolaşmaya beni huzursuz etmeye başlamıştı... Vesvese gelince gitmek bilmez mi böyle?
Ertesi sabah yine benzer vesveseler içerisindeydim. Çıldıracak gibiydim. Ne yapacağımı bilmez haldeydim. Ama bir defa şüphe girmişti kalbime.
O gün allak bullak bir haldeyken bir arkadaşım aradı. Enver Ağabey'in de katılacağı bir iftar yemeği olduğunu söyledi. Benim de gelmemi istedi… Arkadaşımı kırmak istemiyordum. Akşamüzeri arabama binip oraya gittim.
Yemek sonrası güzel bir sohbet oldu. Enver Abi, hatıraların arasında dedi ki:
-Yıllar önce öğretmenlik yaptığım sırada bir gün bir öğrencim “Allah gerçekten var mıdır?” diye sordu. Ben de “sen var mısın?” diye cevap verip ilave ettim. “Sen varsan elbette ki Allah var. Fizikte öğrendiğimiz en temel şey hiçbir şeyin kendiliğinden var olamayacağıdır. Şu tahta, şu tebeşir kendiliğinden meydana geliyor ise haklısın. Bunlar için bir insana gerek var da 7 kat gökyüzünün, yıldızların, gezegenlerin meydana gelmesi için bir Rabbin olması şaşılacak şey mi?" dedim…
Sohbet devam ederken ben duyduklarım karşısında irkilmiştim. Hayretler içerisindeydim. Sohbet devam ediyordu:
-İnsanın gaibe iman etmesi gerekir. Mümin gaibe iman eder. Müşrikler peygamberimize dediler: “Eğer ki senin Rabb'in varsa bize göster, eğer gösterirsen iman ederiz. Görmediğimiz şeye iman etmeyiz...” O esnada Cebrail aleyhisselam vahiy getirdi: (Beni görmek isteyen insanlar kendilerine baksınlar. Yani vücut mekanizmamız öylesine mükemmel, öylesine harikulade ki bu sistemin hiç kendi kendine meydana gelmesi mümkün müdür?)
Geçenlerde bir mail geldi. Kamera ile sadece bir hücreyi gösteriyorlar. Muazzam, o hücre içerisindeki hareketlilik şaşılacak şekilde..."
Bu sözleri dinlerken öyle ferahlamış öyle rahatlamıştım ki anlatamam. 15-20 dakikalık bir sohbetti. Ama sanki o konuşma özel olarak bana anlatılmıştı. Arabama binip eve doğru yol alırken mutluluktan ağlıyordum. Yüceler yücesi Rabb'im o güzel sohbetin hatırına beni vesveseden kurtarmış varlığını en kalbî şekilde idrak etmemi sağlamıştı. Yüce Rabb'imize hamd ediyor, gazetemizin 50. yılı kutluyor, Enver Ağabey'i de rahmetle anıyorum.
        Volkan Ak-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.