Çocukluk anılarım...

A -
A +
“Otuz yedi yıldır abonesi olduğum gazeteme 80 yıllık ömrümü özet olarak anlatıyorum...”   Amasya ilinin Gümüşhacıköy ilçesinin Saraycık köyünde 1939 yılında doğmuşum. Köyümüzün de içinde bulunduğu bölgede dokuz tane köy vardı. İlçeye 18 kilometre uzaklıkta idi. Bölgenin adı Kaba Oğuz diye geçiyordu. Oğuz Türklerinden olup Kırım üzerinden geldiklerini dedelerimizden dinlerdik. Köyümüz 15 haneydi. Çiftçilik ile geçinilirdi. Arazisi kırsaldı. Doğu tarafında bir dağ vardı. İsmi Tavşan Dağı idi. Köyümüz arazisine beş kilometre mesafede yaylaya kadar olan arazi köyümüze aitti. Yayladan akıp gelen küçük suların birleşmesi ile çay dediğimiz bir dere vardı… Dört tane su değirmeni vardı. Herkes ekinini öğütür kimse bunun için uzaklara gitmek mecburiyetinde kalmazdı. Hayvancılık konusunda da herkesin hem küçükbaş hem büyükbaş hayvanları vardı. Haziran temmuz ve ağustos aylarında üç ay boyunca yaylaya çıkılırdı. Bazı yıllar yaylada dört ay kalınırdı. Ve burada kışlık yakacak temini de yayladan tedarik edilirdi. Köyümüzün okulunda seksen öğrenci vardı. Üç tane de öğretmenimiz bulunuyordu. Bu anlattıklarım 1947 yılında oluyordu… Ben o zaman 3. Sınıfa gidiyordum. Ablam da 5. Sınıfa gidiyordu. Beş kardeştik ve ablamdan büyük bir ağabeyim vardı. İki kardeşim de benden küçük idi. Babam iki evliydi. İkinci annemizin çocuğu yoktu. Ama ikinci annemiz tam dokuz sene boyunca bize baktı. Annem kara sabanla çift sürer ekin biçerdi… O yıllarda herkes beden gücüyle çalışırdı. İşsizlik diye bir şey yoktu. Herkes köyde bir işi olarak doğardı. Herkes çifti çubuğu çobanlığı öğrenir hatta yapardı… Babaannem -ki biz ona ebe derdik- bize yemek yapardı. Üç ay yaylaya giderdi. Babam inşaat ustası idi. Bugünkü anlamıyla dülger de denebilir. Bunu da Merzifonlu Âdem Emmi asker iken öğretmişti. Babam iki sene, Amasya’da asker iken ekmek fırını yapan Âdem Emmi ile çalışarak öğrenmişti. Şehirde köylerde çok ev yapmıştı… 1947 yılında köyümüzde su değirmeni yapmak için iki dönüm bir arazi aldı ve çayın (derenin) kenarında bir arkadaşı ile su kanalı kazmaya başladılar. Ben de öğle yemeklerini götürüyordum. Babamlar yemeğini yerken yazdığım bir kâğıttaki notu babama okudum. Ne cevap vereceklerini tahmin etmiyordum... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.